ويكيبيديا

    "حد ذاتها" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • başlı başına
        
    • kendisi de
        
    • kendi başına
        
    • başına bir
        
    • Yasal olarak yani
        
    Şirketler kurup yönettim, çünkü yaratıcılık keyif verici ve çünkü parlak, yaratıcı insanların yanında çalışmak başlı başına bir ödül. TED لقد بدأت أدير أعمال لأن الأبتكار متعة، و لأن العمل مع ناس بارعين و مبتكرين فى حد ذاتها جائزة.
    Bu başlı başına bir terapi seansı. Open Subtitles حسنا,هذه فى حد ذاتها تعتبر جلسه علاج نفسى
    Ancak, karbon vergisinin kendisi de popüler olmadığını ve politik bir çıkmaz olduğunu kanıtladı. TED ومع ذلك فأن ضريبة الكربون في حد ذاتها أثبتت أنها لا تحظى بشعبية وبأنها الطريق السياسي مسدود أمامها.
    Biliyorsunuz Afrika'da kontör harbi harbi kendi başına para birimi oldu. TED في أفريقيا، مدة البث الإعلامية أصبحت عملة في حد ذاتها.
    Yasal olarak yani. Open Subtitles في حد ذاتها
    O da başlı başına bir ünlü. Open Subtitles كما تعلمون، انها من المشاهير في حد ذاتها.
    Doğru yöndeki her adım başlı başına bir amaçtır. Open Subtitles وكل خطوة فى الاتجاه الصحيح هى غاية فى حد ذاتها
    Bir kadının hakkı olan özgür düşüncesi çalındığında kır faresini evcilleştirme kavramının kendisi başlı başına trajik değil midir? Open Subtitles أليست فكرة ترويض المرأة المُتسلطة في حد ذاتها تراجيديا عندما يسرق من المرأة حقها في إستقلال الفِكر ؟
    Bu bile başlı başına bir macera demek. Open Subtitles حسناً ، رُبما تكون هذه مغامرة فى حد ذاتها
    başlı başına bir karakter gibi. Open Subtitles إنها بمثابة شخصية في حد ذاتها
    Zımpara kâğıdı kullanarak malzemenin kenarlarını zımparalıyorum. Böylece sadece resimler tabiat izlenimi uyandırmakla kalmıyor, malzemenin kendisi de tabiat izlenimi uyandırıyor. TED وبالنسبة للمادة نفسها، أستخدم ورق الصنفرة وبصنفرة الحواف وهكذا لا تتخذ الصور وحدها شكل المنظر الطبيعي ولكن المادة في حد ذاتها تمثل وجود منظر طبيعي أيضاً.
    Bakterileri enfeksiyon kaynağı olarak düşünüyoruz ama bakterilerin kendisi de enfeksiyona yatkın, özellikle de virüslerden kaynaklananlara. TED نفكرُ في الجراثيم أو ما نسميها البكتيريا كمصدر للعدوى، لكن البكتيريا في حد ذاتها معرّضة للإصابة بالعدوى، ولا سيما من قبل الفيروسات.
    Bir bakıma cümlenin kendisi de çocuksu. Open Subtitles وهي في حد ذاتها جملة طفولية،
    Kaldırıma çıktığınızda ve şehri kamyonun arkasından gördüğünüzde, çöpün kendi başına doğanın bir gücü olduğunu anlıyorsunuz. TED فعندما تخطو حافة الرصيف وتشاهد المدينة من وراء الشاحنة، تفهم أنّ القمامة هي في حد ذاتها كقوة من قوى الطبيعة.
    Londra'ya yakın, fakat kendi başına bir şehir. Open Subtitles قريبه من لندن , لكنها مدينة في حد ذاتها.
    kendi başına bu boşlukları bulmak, zaten nadir bir yetenek. Open Subtitles الحصول على التأخيرات هي من تصميمك انها موهبة حقيقة في حد ذاتها
    Yasal olarak yani. Open Subtitles في حد ذاتها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد