| Yatak, çocuk bezi, mama. Cole babalık yapmaya hazırlanıyormuş. | Open Subtitles | سرير , حفائظ , صيغ لقد كان يستعد ليصبح أب |
| Evdeydim ve çocuk bezi gerekiyordu... gider alırım dedim ama aslında bir bahaneydi. | Open Subtitles | كنتُ في المنزل واحتجنا إلى حفائظ وحينها قلت أنني سأذهب لكنه كان عذراً فقط |
| Gözlerine bez gerekli. | Open Subtitles | عيناك تحتاج حفائظ |
| İçinde bez yoksa değildir. | Open Subtitles | ليس إن لم يكن بها حفائظ |
| Öyle. Tampon almanın bu kadar zor olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | انهو كذالك , لم اكن اعلم انه شراء حفائظ صعب الى هذي الدرجه . |
| Tampon kullanmak kötü bir şey değil. | Open Subtitles | حفائظ ليست إجمالية. |
| Tamponlar değil. Sadece Y tüpü parçaları. Çöp tenekesinden. | Open Subtitles | ليست حفائظ فقط جزء الأنبوب من سلة المهملات |
| Bebek bezi almaya gidiyorum diye çıktın, yüzünü dört sene sonra gördüm. | Open Subtitles | انت غادرت لشراء حفائظ ورأيتك بعد اربع سنوات |
| Kendinizi yetişkin bezi reyonunda bulacağınız kadar yaşamanızın sebebidir, PV. Bunun için bize teşekkür edeceksiniz. | Open Subtitles | برايجر وفون" ، هي السبب لكي تجعل . تعيش كفاية لتجد نفسك تجرب حفائظ البالغين |
| - bezi nereden bilsin hayvan. | Open Subtitles | -لكنها لاتعرف انها تلبس حفائظ! |
| Kumaş bebek bezi. Bunu düşündüğüme inanamıyorum. | Open Subtitles | حفائظ قماش بماذا كنت أفكر ؟ |
| Lily'nin çocuk bezi üzerine yemin ederim. | Open Subtitles | ... أحلف بحقيبة "حفائظ "ليلي |
| bez yok, süt yok... | Open Subtitles | لا حفائظ ولا حليب... |
| - bez bağladık ya. | Open Subtitles | - الكلبة تلبس حفائظ. |
| Şöyle bir şey düşünüyorum. Tampon. | Open Subtitles | وهذا ما أعتقد، حفائظ! |
| Tamponlar kullanılmış. | Open Subtitles | حفائظ مستخدمه |