ويكيبيديا

    "حقيقة انه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bir
        
    • olduğu
        
    • gerçeği
        
    Köpeğin olsun olmasın bir erkek olduğu su götürmez bir gerçek. Open Subtitles سواء كان حيوانك الاليف ام لا حقيقة انه رجل لن تتغير
    Nasıl tıraş olunacağını bilmediği gerçeği dışında etrafınızda bir erkeğin olmasından oldukça memnunum. Open Subtitles إذن, غير حقيقة انه لا يستطيع الحلاقه انا سعيد لأن لديك رجل حولك
    İçeride olduğu için kimsenin bir şey denemeyeceğini düşünüyor sanırım. Open Subtitles اعتقد انه اكتشف حقيقة انه بالداخل لا احد سيحاول شيئا
    Onun hala hayatta olduğunu kesin bilseydim bile, yine de izin vermezdim, eğer onun nerde olduğu hakkında yeni, güvenilir kanıtınız yoksa. Open Subtitles حتى لو عرفت حقيقة انه مازال حي, ساظل غير مصرح بذلك, الا اذا كان لديكم ادلة, جديدة يعتمد عليها عن مكان وجوده.
    Teşkilâttan olmayan danışmanlardan yardım almamam gerektiği gerçeği dışında mı? Open Subtitles أتقصد ان اضع جانباً حقيقة انه لايفترض بي الحصول على مساعدة من استشاريين خارج الوكالة؟
    Onda dismorfofobi yok , ama onun fotografını tam bir dismorfofobik gibi göründüğü gerçeğini belirtmek için kullanıyorum. TED ليس لديه ديسموروفوفوبيا ، لكني استخدم صورته فقط لتوضيح حقيقة انه يبدو تماما مثل مريض الديسموروفوفوبيا.
    İçeride neler olduğunu bilemeyiz, bırakın bir böceğin, bir insanın zihninde olanları da. TED فاننا لا نعرف حقيقة انه احمر او لا .. كما في حال الحشرة .. ان دماغنا هو الذي يخبرنا بذلك
    Peter Keating'in kişiliğindeki mükemmellik çizimlerine mührünü vurduğu bir kişiliği olmamasındadır. Open Subtitles العظمة في شخصية بيتر كيتنغ يكمن فى حقيقة انه لا يوجد بصمة شخصية واضحة على مبانيه صحيح تماماً
    Adam başka bir kadınla nişanlı hem de senin eski en iyi arkadaşınla olmasına ne dersin? Open Subtitles ماذا عن حقيقة انه مخطوب لامرأة اخرى والتي هي صديقتك السابقة؟
    Onun senin bir parçan olduğunu kabul etmedikçe... onu asla kontrol edemezsin. Open Subtitles أنت لن تتعلم السيطرة عليه حتى تقبل حقيقة انه جزء منك
    Gerçek şu ki çok genç bir yaşta annesinin ölümüne tanıklık etti,.. Open Subtitles حقيقة انه شهد وفاة والدته في سن مبكرة جدا
    Gece avlandığını da dikkate alırsak büyük ihtimalle düzenli bir işi var. Open Subtitles مع حقيقة انه يصطاد ليلا يعني ان لديه عملا ثابتا
    Hiç evlenmemiş olduğu gerçeğinin kadınlara karşı olan ilgisizliğiyle neredeyse hiç alakası olmadığını düşünüyorum. Open Subtitles حقيقة انه لم يتزوج لا تمت بصله الي اهتمامه بالنساء , كان يبدو دائما مهتما
    Bak, bir sevgi bağın olduğu için seni takdir ediyorum, ama gerçekten bunun için vaktim yok. Open Subtitles إسمعي ، انا اقدر حقيقة انه كان بينكم رابط حب ولكن حقاً ليس لدي الوقت لهذا الان
    Üniforması gerçeği, büyük vizyonu hariç bir şeyi olmayan çulsuz bir delikanlı olduğunu gizliyordu. Open Subtitles لقد اخفت ملابسه حقيقة انه رجل مفلس ولا يملك سوى هذه الرؤية الطموحة لنفسه
    Aksi hâlde, bir hata yapar ya da insanların acı çekmesine sebep olurmuş. Yani polis olması gerçeği, yardım istemeyi daha da imkânsız hâle getirdi. Open Subtitles وإلا سيقوم بخطئ أو سيتأذى الناس اعني حقيقة انه شرطي
    Sanırım şu gerçeği göz önüne almakla başlamalısınız: Open Subtitles اعتقد اننا يجب ان نضع فى الأعتبار, حقيقة انه, ربما... ا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد