| Benim adıma gerek yok. Ayrıca adımı söylesem bile doğru olduğunu bilemezsin, öyle değil mi? | Open Subtitles | لا حاجة لك باٍسمى ، اذا قلت لك اسما ربما لا يكون حقيقيا ، أليس كذلك ؟ |
| doğru değil. Bu gece çok seks yaptım. | Open Subtitles | هذا ليس حقيقيا ,لقد مارست الجنس عده مرات الليله |
| - Kinaye filan değildi, gerçekti. - Hayır, kinayeydi. | Open Subtitles | ـ لا لم يكن للسخرية، لقد كان حقيقيا ـ لا، لقد كان للسخرية |
| Yani tartışmak istediğim şey bu sistematik ve gerçek bilimsel yaklaşımın feromonların gerçekten anlaşılabilir bir hale gelebileceğinin bir örneği. | TED | ذلك ما أريد أن أحاجج به هو هذا المثال لحيث يمكن للمقاربة العلمية المنهجية حقا أن تحقق فهما حقيقيا للفيرومونات. |
| Tuhaf bir şekilde, tüm o deli ve kaçık halleriyle oyunun dışına çıkması bana daha gerçekçi geliyordu. | Open Subtitles | بطريقة مجنونة بكل جنونها و وغبائها لقد بدأ الأمر حقيقيا بالصراحة أكثر منه بالمجاملة. |
| Peki, eğer bu doğruysa, o zaman bunu niçin anlamadım? | Open Subtitles | اذا كانت امرا حقيقيا فلما لا استطيع فهم ما تعني؟ |
| Babam hakkındakiler hiçbiri doğru değildi! | Open Subtitles | هذا الهراء بخصوص أبي لا شيء من ذلك كان حقيقيا |
| Bu doğru değil. Annene hiçbir zaman öyle seslenmedim. | Open Subtitles | هذا ليس حقيقيا لم ادعو أمك يوما وولفيرين |
| Büyük ödülün bir tank olduğunun doğru olmadığını söylediler. | Open Subtitles | قالوا بأن هذا ليس حقيقيا ولا توجد الجائزة الأولى .. الدبابة |
| Evet, böyle de diyebilirsin, Shirley, ama bu tamamen doğru olmaz. | Open Subtitles | يمكنكِ أن تقولي ذلك, شيرلي لكنه ببساطة ليس حقيقيا |
| Beni kullanıyordu. Bu doğru değil aslında. | Open Subtitles | هذا ليس حقيقيا فى الواقع الحلوى كانت من أجلى |
| Eğer dediğin doğru olsaydı, jimnastik sınıfı çok daha eğlenceli olurdu. | Open Subtitles | إن كان هذا حقيقيا ستكون دروس الرياضة افضل |
| Ne yazık ki sizin şansınıza aştığınız çizgi gerçekti ve yanınızda getirdiğiniz bitkiler yasal değildi. | Open Subtitles | لسوء الحظ لقد تعديت خطا حقيقيا والنباتات الى احضرتها محظورة |
| Artık üzülmüyorum, çünkü biliyorum ki sahip olduğumuz şey gerçekti. | Open Subtitles | أنا لست المريرة بعد الآن ، لأنني أعرف ان ما لدينا كان حقيقيا. |
| Senin için gerçek olmasa bile, benim için çok gerçekti. | Open Subtitles | وحتى لو لم يكن حقيقيا بالنسبة لك , كان حقيقيا جدا بالنسبة لي. |
| Carmen ve benim aramda artık gerçekten bir şey var. | Open Subtitles | شيئا ً حقيقيا ً فعلا ً بين كارمن وبيني أنا |
| Teknologlar arasında bazen bir tartışma oluyor; ekranda gerçekten gerçek şeyleri mi görüyoruz? | TED | و هناك سجال بين الخبراء التكنولوجيين. موضوعه هل نحن فعلا نرى شيئا حقيقيا على الشاشة؟ |
| Hiç gerçekçi değil. | Open Subtitles | ويرمون بها في حقيبة السفر هذا ليس حقيقيا |
| Sen gerçekçi olmazsan, Chet de gerçekçi olmaz. | Open Subtitles | تشيت لن يبدو كالحقيقه, اذا لم تجعله يبدو حقيقيا. |
| Bu doğruysa Britanya bitti demektir. | Open Subtitles | حسنا , ان كان ذلك حقيقيا فهو يشكل نهايه للامبراطوريه البريطانيه |
| Bu, söylemediğim tek bir şey haricinde çoğunlukla doğruydu. | Open Subtitles | , كان حقيقيا ولكن كان هناك شيء واحد لم يذكر |
| Ama çok gerçekçiydi. Cinayet hakkında yaptığı uyarı da... | Open Subtitles | لكن ما حدث كان حقيقيا فعلا و هذا التحذير عن الجريمه كان شريرا للغايه |
| Bırak da yapalım şunu. gerçeğe benzesin. - Düş yakamdan! | Open Subtitles | دعنى اجعل الامر يبدو حقيقيا اجعل الامر يبدو حقيقيا |
| Ama bununla beraber, sana karşı hissettiklerimin hakiki olduğunu bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | لكن خلف ذلك , لكن اريدك ان تعلم انه لدي شيئا حقيقيا لك |
| Tüm o resmî şeyleri hallettikten sonra gerçekmiş gibi gelecek. | Open Subtitles | أنه سيكون حقيقيا بمجرد أن نذهب خلال كل الأمور الرسمية |
| Tanrım! Olamaz! Sen gerçektin! | Open Subtitles | يا الهي أتمنى أن تكون حقيقيا |