| Ben yalnızca Diyetimi bozmak istemiyordum... ama bunlara kim karşı kayabilir ki? | Open Subtitles | لم ارد ان اكسر حميتي ولكن من يستطيع ان يقاوم هذه؟ |
| # Sanırım Diyetimi bırakma zamanım geldi # | Open Subtitles | ♪ أعتقد أنه من أسفل إلى ترك اللحوم من حميتي ♪ |
| "Felç geçirmeden önce, diyete başladığımda, bu denli dramatik bir sonuç beklemiyordum." | Open Subtitles | عندما بأت حميتي قبل أن اصاب بأسبوع لم أتوقع مثل هذه النتائج الجذرية أنت غبي |
| Basit ve güvenli diyet reçetemi kullanarak, bütün o yağdan kurtuldum ve buna dönüştüm. | Open Subtitles | تحولت من بدينة إلى ما تراه بإتباع حميتي التي لا تفشل |
| Diyetim sayesinde günde bir dakika boyunca istediğim şeyi yiyebiliyorum. | Open Subtitles | حميتي هي أن آكل ما أريده لدقيقة واحدة في اليوم |
| Bu 13 yaşındaki halim, ilk Diyetime başladığım yıllar. | TED | وهذه انا في سن ال 13، عندما بدأت حميتي الغذائية الاولى. |
| Mansion öncesi rejimimin bir parçası. | Open Subtitles | أنت تقرفني كلّ هذا جزء من حميتي لِما قبل القصر |
| Boş kalorisi olan gıdaları diyetimden çıkardım. | Open Subtitles | أزلتُ من حميتي الأطعمة التي كانت تخلو من السعرات الحرارية، |
| Pasaportumu cebime koyamam. Arkamı rahatsız ediyor. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أرتدي بنطالاً من دون حزام لأن هذا يؤثر على حميتي |
| Napayım elimde değil. Diyetimi bozdum. | Open Subtitles | لا أستطيع المقاومة وحسب لقد كسرت حميتي |
| Bana birşeyler ayırmak için zahmet etmeyin. Diyetimi biraz aksattım da. Harry, | Open Subtitles | ولا تتعبي نفسك وتحتفظي بشيء لي لقد اهملت حميتي مؤخرا وياهاري لا وجود للسر لقد اخبرتها بكل شيء - هل اخبرتها عن طفلنا تشادويك والغرفة المليئة بالرجال الشاذين؟ |
| Diyetimi riske atarım. | Open Subtitles | أنا اخاطر في حميتي |
| Hayır, hayır. Böyle iyiyim. Bugün daha yeni diyete başladım. | Open Subtitles | لا، لا، لا، لا بأس، بدأتُ حميتي اليوم |
| Sınavlar bittiğine göre artık diyete başlayabilirim! | Open Subtitles | والآن هذا الإمتحان قد إنتهى.. سأتمكن من بدء حميتي الغذائية! |
| diyet yaparken hile yapıyorum fakat bunu kimse bilmiyor çünkü hasarı içten veriyorum ve bunun ilk göstergesi de ani ölümüm olacak. | Open Subtitles | أنا اغش في حميتي لكن لا أحد يعرف لأن الأعطاب في الداخل و التحدير الأول هو الموت فجائي |
| Baksana, diyet yapmış gibiyim. Çok paraya ihtiyacım yok. | Open Subtitles | كما ترى , فأنا أتبع حميتي الغذائية كما أنني لست بحاجة الى الكثير من المال |
| Diyetim bozuldu' Umarım mutlusundur. | Open Subtitles | حميتي قد دُمرت هل أنت سعيداً الآن ؟ |
| Ayrıca bu benim yeni Diyetim. | Open Subtitles | بالاضافة هذه هي حميتي الجديدة |
| Diyetime zaman ayıramayacak kadar derslerime odaklanmıştım. | Open Subtitles | . . كنت أظن لو أنني لا أستطيع التركيز على حميتي , لذا يمكنني التركيز على دراستي |
| -o zamanlar Beatles çok popülerdi -alışılmış bir hikaye neden Diyetime kırmızı et akşamı başladımki? | Open Subtitles | شعبية (البيتلز) كانت واسعة وكنت معجبة به ربما لماذا بدأت حميتي الغذائية في ليلة شرائح لحم الخنزير؟ |
| Yeni sağlık rejimimin bir parçası. | Open Subtitles | إنها جزء من حميتي الصحية الجديدة |
| Yeni diyetimden olabilir. Çok protein yiyorum. | Open Subtitles | إنها حميتي الجديدة على الأرجح، آكل الكثير من البروتينات. |
| - Bir sonraki diyetimden sonra yapabilirim. | Open Subtitles | .سأقوم بذلك بعد حميتي القادمة |
| Pasaportumu cebime koyamam. Arkamı rahatsız ediyor. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أرتدي بنطالاً من دون حزام لأن هذا يؤثر على حميتي |