Son haftalarda Her konuda duyguları değişti. Çok kayıtsız bir çocuk oldu. | Open Subtitles | في الأسابيع القليلة الماضية كان يعاني من تغيير إحساسه حول كل شيء. |
Onlar bilgilerini sakladılar ve Her konuda dürüstlükten kaçtılar. | Open Subtitles | إنهم يكتنزون معرفتهم وكانوا غير واضحين حول كل شيء |
Futbol oynarken sakatlandığından beri, Her konuda üzgündü. | Open Subtitles | منذ ان اصيبت في كردة القدم كانت تشعر بالحزن حول كل شيء. |
Açık konuşmak gerekirse tüm bu değişiklikler hakkında biraz endişeliyim. | Open Subtitles | حسنا أنا قلق قليلا حول كل تلك التغييرات ولأكون صريحا |
Babama dün gece tüm bu olay hakkında yalan söylemek zorunda kaldım. | Open Subtitles | انظري، لقد اضطررت للكذب على أبي الليلة الماضية حول كل هذا، حسنٌ؟ |
Konuşurdum ana bazı konularda son derece hassas. | Open Subtitles | أود ، لكنها حساسة جدا حول كل الأشياء الغريبة |
Yoksulluğu bitirmenin yanı sıra, dinsel hoşgörü ve anlayışa teşvik etmek için dünyanın dört bir yanında hayır kurumlarım kuruluyor. | Open Subtitles | جمعياتي الخيرية منتشرة حول كل العالم لوقف الجوع وتحفيز التسامح الديني والتفاهم |
Her konuda hata yapar demiyorum ama Her konuda doğru da yapmıyor. | Open Subtitles | أنا لا أقول أنها دائماً على خطأ حول أي شيء؟ لكنها ليست محقة حول كل شيء أيضاً |
Olmaz o iş. Her konuda duygusal bakıyorsunuz. | Open Subtitles | هذا لن ينجح لأنكم تصبحون عاطفيين حول كل شيء |
- Dürüst davranıyordum. - Bir ilişkide Her konuda dürüst davranmana gerek yok. | Open Subtitles | لا يجب عليكِ ان تكوني صادقة حول كل شئ صغير في العلاقة |
Bunu söylemek istemiyordum ama herkesi Her konuda zorladığın gibi beni de zorladın! | Open Subtitles | تعلمين، أنا حتى لم أرغب في خوض هذا لكنك ضغطتي علي كما تقومين بالضغط على الجميع حول كل شيء |
Programda uyulacak en önemli şey Her konuda tamamen dürüst olmak. | Open Subtitles | أهم جزء في البرنامج، هو أن تكوني صريحة حول كل شئ ، صحيح ؟ |
Neden beni Her konuda suçlu hissettiriyorsun? | Open Subtitles | لماذا تشعرني بأنني المذنبة دائماً حول كل شيء؟ |
Ama artık yanında olduğumdan Her konuda konuşası geliyor, yani... | Open Subtitles | ولكن الآن وانا بالقرب اكثر انه يتحدث حول كل شئ هذا رائع |
Her konuda bu kadar huysuz mu olacaksın? | Open Subtitles | هل ستكونين بهذه الصعوبه حول كل شيء؟ |
Her konuda bu kadar huysuz mu olacaksın? | Open Subtitles | هل ستكونين بهذه الصعوبه حول كل شيء؟ |
Ve sadece Doğu Almanya'da değil, tüm dünyada aktifti. | TED | ولم تكن نشطة في ألمانيا الشرقية وحسب، بل حول كل العالم. |
Şimdi kelimenin tam anlamıyla bakış açımızı değiştirebiliriz, çünkü tüm eksenlerin etrafında bunu döndürebiliyoruz ve başka perspektiflerden görebiliyoruz. | TED | الآن نحن نستطيع حرفياً أن نغير منظورنا، لأننا نستطيع أن نديره حول كل المحاور وأن نعرضه بمنظورات مختلفة. |
Bu da, Vikipedi sayesinde, tüm dünyada ortaya cikacak bir çok fırsat anlamına geliyor. | TED | لذا فهناك الكثير من الفرص التي ستظهر حول ويكيبيديا حول كل العالم. |
Tanrı aşkına! Bu tür konularda aşırı duygusal davranıyorsun. | Open Subtitles | يا الاهي لقد اصبحت حقا ميلو دراميا حول كل هذا الامر |
- Bak, bu konularda bu kadar deliye döndüğüm için özür dilerim. | Open Subtitles | انظري, أنا اسف لتصرفي كالمهووس حول كل شيء |
Ülkenin dört bir yanında bizi takip ettiler. | Open Subtitles | لقد لحقوا بنا حول كل البلاد |
Ülkenin dört bir yanında. | Open Subtitles | حول كل المدينة |