| Kendi Hayatını askıya alarak yardım etmediğin tek bir kişi bul buradan. | Open Subtitles | أوجد أي شخص هنا أنتِ لم تساعديه بأنك وضعتي حياتك على المحك |
| Hayatını ortaya koyacak kadar da değerli bir şey değilmiş. | Open Subtitles | إنّه ليس شيءٌ يستحّق أن تضع حياتك على المحك لتحميه. |
| Hani geçen gece, seni taşırken ve Hayatını kurtarırken oluşan. | Open Subtitles | أتعلم، تلك الليلة، حينما، كنت أسحبك وأنقذ حياتك على الشاطئ. |
| Hayatının geri kalanını seni dizlerinin üstünde yerleri silerken izlemek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أراكى طوال حياتك على ركبتيك تنظفين الأرضية |
| Hayatının geri kalan kısmını bir lazımlık olarak geçirmek ister misin? | Open Subtitles | مارأيك أن تقضي بقية حياتك على شكل نفايات |
| Doktor, Hayatının geri kalanını tekerlekli sandalyede geçirebileceğini söyledi. | Open Subtitles | الاطباء قالوا بأنك من الممكن ان تمضي بقية حياتك على كرسي متحرك |
| hayatınızın geri kalanını ıssız bir adada biriyle geçirmeniz gerekseydi bu kişi kim olurdu? | Open Subtitles | لو يكون أمرك كهذا وتقضي بقية حياتك على جزيرة معزولة مع شخصاً ما من ستفضل أن يكون ؟ |
| doğru olan için kendi Hayatını ortaya koydun barış için ve eğitim için ve kızın da senden etkilendi ve sana katıldı. | TED | لقد وضعت حياتك على المحك من أجل الحق، من أجل السلام، من أجل التعليم، لقد أُلهمت ابنتك منك وانضمت إليك. |
| Hayatını ortaya koydukça itibarın artar. | Open Subtitles | أنت تكسب كرامتك حقًا عندما تضع حياتك على المحك |
| Hayatını riske atmana izin veremezdim. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع أن أتركك تخاطر حياتك على هذه. |
| Her gün Hayatını tehlikeye atmak nedir bilmezsiniz! | Open Subtitles | وأنتم لا تملكون أدنى فكرة كيف هو الوضع وأنت تضع حياتك على المحك يومياً |
| Yani sırf çocukların hatırına Hayatını tehlikeye mi atacaksın? | Open Subtitles | لذا ستضعين حياتك على المحك من أجل الأطفال؟ |
| Çünkü, kadim dostum, Hayatını tehlikeye atmak yaşamın ta kendisidir. | Open Subtitles | لأنه يا صديقى القديم وضع حياتك على المحك هو الحياة الحقيقية |
| - Dinle. Hayatının bu gece - bu yolda sona ermesini mi istiyorsun? | Open Subtitles | اسمع أتريد إنهاء حياتك على هذا الشارع الليلة أيضاً ؟ |
| Cep telefonunu, anahtarını falan kaybetsen anlarım ama Hayatının en önemli kanıtını kesinlikle kaybedemezsin. | Open Subtitles | ربما تفقد هاتفك النقال او مفاتيحك أو أي شيء لكن بالتأكيد ليس قطعة الدليل الأكثر أهمية في حياتك على الإطلاق |
| İstediğin ameliyat sonrası Hayatının geri kalanını tekerlekli sandalyede geçirebilirsin. | Open Subtitles | يمنعك من رؤية اي شيء آخر الجراحة التي تريدها يمكن ان تقضي بقية حياتك على كرسي متحرك |
| Hayatının geri kalanını bir ümitsiz anına dayanarak planlayamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك بناء بقية حياتك على لحظة يأس واحدة |
| Hayatının geri kalanını umutsuz bir ana bağlı yaşayamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنكِ إسناد بقية حياتك على لحظة يأس واحدة |
| Hayatının geri kalanında en çok istediğin şey nedir? | Open Subtitles | ما الذي ترغب في فعله لبقية حياتك على الأرض ؟ |
| hayatınızın bittiğini düşündüğünüzde ve gerçekten dibe vurduğunuz anda bazıları İsa'nın ya da Meryem'in göründüğünü söyler. | Open Subtitles | حينما تعتقد أن حياتك على وشك النهاية وأنت على مقربةٍ من الموت بعض الناس يقولون بأنهُ تأتيهم رؤيا للمسيح |
| Sadece, hayatınızın tamamı ile ilgilenmenizdir. | Open Subtitles | لأنك قد اسست حياتك على النحو الصحيح |