| Lanet olası yüzünü gördüğüm günden beri, Hayatım mahfoldu. | Open Subtitles | منذ ان قمت برؤيته لقد تحولت حياتي إلى جحيم |
| Hayatım sonsuza dek değişti. | Open Subtitles | يبدو انني في فترة الخصوبة لقد تغيرت حياتي إلى الأبد |
| O gün Hayatım tamamen değişti. | Open Subtitles | منذ ذلك اليوم حسناً, ذلك اليوم غير حياتي إلى الأبد |
| O anda hayatımın sonsuza dek değişeceğinden haberim yoktu. | TED | لم أدرك مطلقًا أن في هذه اللحظة ستتغير حياتي إلى الأبد. |
| Tarihçi olmanın en sevdiğim yanlarından biri değerini hiç bilmediğim bir şeyle karşılaştığımda, örneğin hayatımın çok aşina bir parçası, yeniden garip bir hâl alıyor. | TED | أحد الأجزاء المحبّبة إلي كمؤرخة هو حينما يتحول شيء ما كان من المسلّمات ومألوفًا جدًا في حياتي إلى شيء غريب مرة أخرى. |
| Ama 22 yıl önce, hayatımı sonsuza dek değiştiren bir davayla karşılaştım. | Open Subtitles | ثم قبل 22 سنه مضت استلمت قضية غيرت مجرى حياتي إلى الأبد |
| Bu evin yakınında yaşıyorum ve onu mahallem için nasıl daha iyi bir yere çevirebilirim diye düşündüm, benim hayatımı sonsuza dek değiştiren bir şeyi daha düşündüm. | TED | أنا أعيش بالقرب من هذا المنزل، وفكرت بخصوص كيفية جعله مساحة أجمل لجواري، وقد فكرت كذلك في شيء غير حياتي إلى الأبد. |
| Hayatım neden böyle cins yaratıklara tabi tutuluyor! | Open Subtitles | لم أتعرض في حياتي إلى مثل هذه المعاملة القاسية والوحشية |
| Hayatım milyonlarca parçaya bölündü içeride Graham'a rastlayana kadar elimden geldiğince toplamaya çalışıyordum. | Open Subtitles | انفجرت حياتي إلى مليون قطعة فوضوية، وحاولت أنْ ألملمها مُجدّداً بقدر استطاعتي حتى التقيت غراهام. |
| Eddie gidince, Hayatım biraya geri döndü. | Open Subtitles | حسنا، مع رحيل "إدي"، عادت حياتي إلى البيرة. |
| Hayatım boktanşatığından beri kabul etmeliyim ki herşey üstüste geliyor. | Open Subtitles | علي الإعتراف بأن الأمور ...بدأت تتجّلى لي بعد أن تغيرت حياتي إلى الأسوأ |
| O gün Hayatım sonsuza kadar değişti. | Open Subtitles | تغيرت حياتي إلى الأبد منذ ذلك اليوم |
| Sanırım hayatımın en güzel yılından en kötü anına geçiş diyebilirsin, bilirsin, kör olmak gibi. | Open Subtitles | أظن بأنك تستطسعسن أن تقولي بأن هذا ذهب للبداية من أفضل سنة في حياتي إلى أسوأ سنة تعرفين, بلمحة بصر |
| hayatımın her saniyesini dolu dolu yaşamak istiyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول أن أعيش كل لحظة من حياتي إلى الحد الأقصى |
| hayatımın normale dönmesini istemenin neresi yanlış, anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أرى ما العيب في رغبتِ -أن تعود حياتي إلى طبيعتها |
| hayatımın temelli değiştiği o gün. | Open Subtitles | اليوم الذي تغيرت فيه حياتي إلى الأبد. |
| Dışarı çıktığın anda, hayatımdan da sonsuza dek çıkacağına inanmak zor. | Open Subtitles | من الصعب الإعتقاد عندما تخرج من ذلك الباب اليوم ، أنت ستخرجين من حياتي إلى الأبد |
| Bir gazeteci var ve benim hayatımı cehenneme çeviriyor. | Open Subtitles | هنالك ذلك الصحفي الذي حول حياتي إلى جحيم |