| Herkese olur. 2008'de bana da oldu, bu yüzden kıçımda hala dövme var. | Open Subtitles | حْدثُت لافضلهم حَدثَ لي في 08, لهذا السبب عِنْدي وشم لسنوبي على مؤخرتي. |
| Olay olduğunda Kalküta'daydım... ancak şimdi gelip yeni birini yerleştirme fırsatım oldu. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ في كلكتا عندما حَدثَ ذلك و الآن قادرَ علي طلب البديل. |
| Peki Bayan Jessel'a ne oldu? | Open Subtitles | وفي النهاية،ما الذي حَدثَ إليها، آنسة جيسيل؟ |
| Pas-de-Calais çevresindeki hava şeritlerimize bak ne oldu! | Open Subtitles | إضطررنا فكر فيما ما حَدثَ لمطاراتنا حول باس دي كاليه |
| Bana ne oldu ve bununla ilgili olarak ne yapabilirim? | Open Subtitles | ما الذي حَدثَ لي وماذا يمكن أَنْ أعْمَلُ حوله؟ |
| Plajda tanıştığım Danny Zuko ne oldu? | Open Subtitles | ماذا حَدثَ إلى داني زوكو قابلتة في الشاطئِ؟ |
| Bu arada siyah takımınıza ne oldu? | Open Subtitles | بالمناسبة،ما الذي حَدثَ إلى بدلتِكَ السوداءِ؟ |
| -Efendim. -Copeland, ne oldu sana böyle? | Open Subtitles | سيدي كوبيلاند، بِحقّ الجحيم ما حَدثَ إليك؟ |
| - Efendim. - Copeland, ne oldu sana böyle? | Open Subtitles | سيدي كوبيلاند، بِحقّ الجحيم ما حَدثَ إليك؟ |
| Söz verdiğim gibi aldım. Ama bir şey oldu. | Open Subtitles | لقد فعلتُ، كما وَعدتُ لكن هناك شيئاً حَدثَ |
| - Richie, gözlüklerine ne oldu? | Open Subtitles | ريتشي،مهما حَدثَ أبداً إلى تلك الأقداحِ؟ |
| Biz ayrıldıktan sonra ne oldu? | Open Subtitles | ما حَدثَ بعد خروج المخبرِ دكي و تَرك بيتَكَ؟ |
| Bunu bırakan kamyon şoförlerine ne oldu? | Open Subtitles | ماالذي حَدثَ مع رجالِ الشاحنةَ مَنْ الذي أنزلَ الشحنه؟ |
| Diğer kızlara ne oldu? | Open Subtitles | ما الذي حَدثَ إلى البناتِ الأخرياتِ في الحفلة؟ |
| İnanamıyorum İki gün üst üste aynı şey oldu. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ إعتِقاد هذا حَدثَ مرّتين. |
| Ama radyoda komik bir şey oldu. | Open Subtitles | بالرغم من أن، تَعْرفُ، شيء مضحك حَدثَ في المحطةِ. |
| Geçen doğum günü partinde ne oldu? | Open Subtitles | ماذا حَدثَ في حفلة عيد ميلادِكَ الأخيرةِ؟ |
| Kırılan camlara, yıkılan duvarlara ne oldu? | Open Subtitles | ماذا حَدثَ إِلى نوافذِ مُحَطَّمةِ و جدران أنفجرت ؟ |
| Kanamaya sebep olmamış, öldürücü değil ama muhtemelen mücadele sırasında olmuş. | Open Subtitles | لا نَزْف داخليَ، لَيسَ قاتلَ لكن حَدثَ من المحتمل أثناء الكفاحِ. |
| Sizin gibilerin başına gelen kötü şeyler, benim suçum değil! | Open Subtitles | كُلّ شيء سيئ ذلك حَدثَ إليك ناس، هو لَيسَ عيبَي. |
| Bastırılmış anılar. Baban bana çocukluğumda başıma gelip de hatırlamam.. | Open Subtitles | أبوكَ إستجوبَني حول الشّيء الذي حَدثَ لي مِنْذ الطفولة المبكرةِ |
| Demek sahne korkun var, sorun değil bana da olmuştu. | Open Subtitles | لذا كَانَ عِنْدَكَ رهبةُ مسرح. لا شيء مهمَ. حَدثَ لي مرّة. |
| Kardeşine her ne olduysa, kesin o işte şeytanın parmağı vardır. | Open Subtitles | مهما حَدثَ إلى أَخِّيكَ، أَنا شيطانُ متأكّدُ كَانَ عِنْدَهُ يُسلّمُه. |
| Dün olanlardan sonra bir daha suya gireceğini sanmam. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد انة سَيَدْخلُ الماءَ ثانيةً، بعد الذي حَدثَ أمس. |
| Bu da lokantadan çıkarken gerçekleşti. | Open Subtitles | الذي بالضبط الذي حَدثَ عندما تَركتُ المطعمَ. |
| Birilerini görünce bütün olanları anlat, polis çağırsınlar... | Open Subtitles | عزيزى أَذْهبُ أَسْألَهم المساعدةِ. أخبرْهم كُلّ شيءَ حَدثَ. و أسألهم أستدعاء الشرطة |
| Öyleyse bunlar hiç yaşanmadı. | Open Subtitles | هو مثل هو مَا حَدثَ. |
| Olan şey, tamamen birinin kim olduğunu yanlış anlama durumu. | Open Subtitles | الذي حَدثَ كَانَ يُكملُ حالةَ الهويةِ المخطئةِ. ذلك كُلّ. عَرفتُه. |