| Sonrasında işini bitireceksin, bir çukura gömeceksin. Huzur içinde yatsın. | Open Subtitles | بعدها يُمكنك سحب ورقة نجاته، وتحفر حُفرة له، وليرقد في سلام. |
| Lastiğiniz patladı çünkü demin derin bir çukura girdiniz. | Open Subtitles | أصبحتَ a إطار مستوي لأنك فقط ضربة a حُفرة. |
| Önce bir çukur kazarsın. Bu meşe palamudu ben olayım. | Open Subtitles | أولاً، تحفرُ حُفرة لنفترض أننى هذه البذره |
| Kimse çukur falan kazmıyor. | Open Subtitles | لن يحفر أحد حُفرة |
| Çevreyi istediğiniz gibi iki defa kontrol ettim. AG-Bölgesinin orada bir drenaj çukuru bulunuyor. | Open Subtitles | لقد تأكّدت من المُحيط، كما طلبت بالضبطِ يوجد حُفرة للصرفِ خارج مركز "آي جي" |
| Ender bir su çukuru. | Open Subtitles | حُفرة ماءٍ نادرة. |
| Belki yarın kendimize bir su birikintisi buluruz. | Open Subtitles | ربّما في الغد سوف نعثر لأنفسنا على حُفرة مياه |
| Herife ulaşan ilk Keaton olursa daha fazla CIA'in sırlarını açığa çıkaramasın diye onu çok derin ve karanlık bir çukura gömecek. | Open Subtitles | ، إذا وصل (كيتون) إلى (وينتر) أولاً فسوف يدفنه في حُفرة عميقة ومُظلمة حتى لا يُمكنه الكشف عن المزيد من أسرار المُخابرات المركزية |
| - çukur kazalım hadi. | Open Subtitles | -فلنحفر حُفرة |
| - Ama bu sihirli su birikintisi değil. - Sihir mi? | Open Subtitles | ولكنّها ليست حُفرة المياه السّحريّة سِحريّة؟ |
| Bu kilometrelerce mesafedeki tek su birikintisi ve yalnız bizim. | Open Subtitles | هذه هي حُفرة الماء الوحيدة ... المتوفّرة من على بُعد أميال وأميال وهي مُلكنا بالكامِل |