| Herşeyden sonra, benim gibi biri... Her bir yüzük... | Open Subtitles | فعلى أية حال ، رجل مثلي كل خاتم في اصبعه |
| Herşeyden sonra, benim gibi biri... Her bir yüzük... | Open Subtitles | فعلى أية حال ، رجل مثلي كل خاتم في اصبعه |
| Dükkânda ona ait bir yüzük vardı. | Open Subtitles | كان هناك خاتم في هذا المحل تعود ملكيته له |
| Parmağımda bir yüzük olana kadar uzakta duracağım ve beni kovalamasını sağlayacağım. | Open Subtitles | أنا سأكون جميلة و أدعه يلاحقني . حتى أحصل على خاتم في إصبعي |
| Bana yapmamam gereken şeyleri hatırlatan, bir yüzüğüm var artık parmağımda. | Open Subtitles | *لقد حصلت على خاتم في إصبعي * * ليذكرني بما لا يمكنني فعله * |
| Bana yapmamam gereken şeyleri hatırlatan, bir yüzüğüm var artık parmağımda. | Open Subtitles | ههه! * لقد حصلت على خاتم في إصبعي * * ليذكرني بما لا يمكنني فعله * |
| Kaşında bir yüzük var ve her yeri parlıyor. - Yani? | Open Subtitles | كان لديه خاتم في الحاجب له و على كل شيء له بريق |
| Ama cebinde bir yüzük buldunuz diye onu tutukladınız. | Open Subtitles | ولكنه اعتقلته لأنك عثرتَ على خاتم في محفظته |
| Artık terbiyeli olmamı hatırlatan bir yüzük var parmağımda... | Open Subtitles | *لقد حصلت على خاتم في إصبعي * * ليذكرنني بأنني يجب أن أتصرف* |
| Ama parmağında hala bir yüzük görmüyorum. | Open Subtitles | حسنا ، أنا لا أرى أي خاتم في إصبعها |
| Ayrıca parmağında bir yüzük vardı. | Open Subtitles | ولديه خاتم في اصبعه خاتم زواج؟ |
| - Cebinde bir yüzük kutusu var gibi geldi. | Open Subtitles | شعرت بصندوق خاتم في جيبه. ماذا؟ |
| Bu parmakta bir yüzük göremiyorum ben. | Open Subtitles | لا أشاهد خاتم في هذا الإصبـع |
| Bu akşam bir yüzük kayboldu hamamda. | Open Subtitles | ضاع خاتم في الحمام الليلة |
| Bir ara da bir yüzük takarsın. | Open Subtitles | .. وسوف تعطيني خاتم في اي وقت |
| Bugün Claire'e sarıldığında cebinde bir yüzük kutusu olduğunu hissetmiş. | Open Subtitles | حين عانقت (كلير) سابقًا، شَعَرَت بصندوق خاتم في جيبك. |