| Bu yüzden bu ülkenin homoseksüelleri... bu kadar tehlikeli. | Open Subtitles | لهذا السبب يكون الشواذ في هذه المدينة خطيرون جداً. |
| Diğer zamanlarsa, tamamen baş belası, ve gerçekten sorunlu olanları ise tehlikeli olabilir. | Open Subtitles | ثم المضطربون فعلاً يمكنهم أن يكونوا خطيرون |
| Bu adamlar tehlikeli. Şu şeylere bir bakın. | Open Subtitles | هؤلاء الأشخاص خطيرون انظر إلى هذه الأغراض |
| Sonuç olarak bunlar öncekilere göre çok daha ilginç ama o derece tehlikeliler. | Open Subtitles | كلهم موافقون ، إنهم مهتمون أكثر من السابق ولكن خطيرون في نفس الوقت |
| Uyuşturucuyu ülkemize getirip satanlar toplumumuzun güvenliği için teröristler ve dış diktatörlükler kadar tehlikelidir. | Open Subtitles | هؤلاء الذين يهربون ويبيعون المخدرات .. يعتبرون خطيرون على مجتمع أمتنا مثل أيّ إرهابي أو دكتاتور أجنبي. |
| Bilmeniz gereken bir şey onların tehlikeli oldukları. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يجب أنّ تعرفوه بإنهم خطيرون. |
| "Erkeklerin çoğunun tehlikeli olduğunu düşünürdü." | Open Subtitles | إنه يفكر كثيرا , رجالٌ كهؤلاء خطيرون . 80 00: 04: |
| tehlikeli bir adama, Phicorp gibi şirketler yardım etmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | بوجــود أشخـاص خطيرون للغايـة شركات مثـل فايكورب عرضـت المساعـدة |
| Onlar da bunu bekliyor tehlikeli insanlar bizi öldürürler | Open Subtitles | لا يمكنك ، هناك هم متوجهون هؤلاء خطيرون جداً و سوف يقتلونا |
| Evet ama ısırganlar tarafından değil. Birkaç tehlikeli kişi tarafından. | Open Subtitles | أجل، لكن ليسَ مِن قبل الموتى إنما بضعة أشخاص خطيرون هاجمونا |
| Birlikte iş yaptığınız kişiler oldukça tehlikeli insanlar Bay Carlisle. | Open Subtitles | الناس كنت قد حصلت على نفسك مع هم أشخاص خطيرون جدا، السيد كارلايل. |
| tehlikeli insanların tehlikeli insanlara tehlikeli şeyler yaptığı yerdir. | Open Subtitles | أشخاص خطيرون يقومون بأشياء خطيرة لأشخاص خطيرين. |
| Dönen kişilerin tehlikeli olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | انه يعتقد أن الناس الذين عادوا خطيرون نوعا ما. |
| Kısa süre içinde, tehlikeli ama tahmin edilebilir olduklarını keşfettik. | Open Subtitles | سرعان ما اكتشفنا أنهم خطيرون لكن يمكن التبؤ بأفعالهم. |
| Şehir koleji korktu diye tehlikeli olmadıkları anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | فقط لأن كلية المدينه خائفون لا يعني بأنهم خطيرون |
| Çok ilginç çünkü dans edip şarkı söylerlerken Jersey Boys'u o kadar tehlikeli bulmazdım. | Open Subtitles | هذا مثير للاهتمام، لأنني لم أجد أبدا أن فتيان جيرسي خطيرون إلى هذه الدرجة عندما كانوا يغنون ويرقصون |
| Silahlı ve tehlikeliler. Onlara yaklaşma. | Open Subtitles | أنهم مسلحون و خطيرون لا تقترب منهم |
| Hızlı ve tehlikeliler. | Open Subtitles | . لم يكن عندي فرصة إنهم سريعون و خطيرون |
| Onlar son derece kuvvetli görünüyorlar. tehlikeliler mi? | Open Subtitles | يبدون مخيفين بحق، أهم خطيرون ؟ |
| İlaç kaçakçılığı ve satıcılığı, herhangi bir terörist ya da yabancı bir diktatörlük kadar, ulusal güvenliğimiz için tehlikelidir. | Open Subtitles | هؤلاء الذين يهربون ويبيعون المخدرات .. يعتبرون خطيرون على مجتمع أمتنا مثل أيّ إرهابي أو دكتاتور أجنبي. |
| Hiçbir şey açıklamak zorunda değilsin ama D'Haranlar tehlikelidir. | Open Subtitles | لست مضطرة للتفسير. لكن هؤلاء "الدهارن" قوم خطيرون. |
| Çok tehlikelidirler. Ve boşa tehdit savurmazlar. | Open Subtitles | أشخاص خطيرون لا يقومون بتهديدات فارغة. |
| Kısa mesafelerde çok tehlikeliyizdir. | Open Subtitles | خطيرون جدا نحن في المسافات القصيرة |