Benim için geriye tek bir seçenek kalıyor. | Open Subtitles | لذا هذا تركني مع خيار واحد فقط. |
Eğer bu gerçekleşirse ondan sonra geriye tek bir seçenek kalır. | Open Subtitles | إذا ما حدث ذلك، ثم هناك خيار واحد فقط. |
Benim için, şu an tek bir seçenek var. | Open Subtitles | بالنسبه لي، هناك خيار واحد فقط |
Evli ve bebek yapmaya çalışmakla meşgul olduğundan tek seçeneğim vardı. | Open Subtitles | وبما أنه منشغل بزواجه ويحاول أن ينجب طفلاً فقد كان أمامي خيار واحد فقط أجب أيها "الدب البنّي" |
'Hayatım mahvoldu. Bir tek seçeneğim vardı. ' | Open Subtitles | الحياة خرّبت كان عندي خيار واحد فقط |
Hayatta kalanların tek bir seçeneği vardı: | Open Subtitles | . الناجين كان لهم خيار واحد فقط |
Bu zayıf piyonun tek bir seçeneği vardı adım adım kaleye ulaşmak ve "Vezir" olmaktı. | Open Subtitles | وكان هذا بيدق ضعيف خيار واحد فقط ... خطوة واحدة في وقت واحد، وصلنا إلى آخر مربع ... وصرت الوزير. |
yanlızca tek bir seçeneğin var bu bir kaçırmadır | Open Subtitles | الآن هناك خيار واحد فقط هذا اختطاف انا لا امزح |
- Ve tek bir seçeneğin var -Nedir? | Open Subtitles | -إذاً، لديك خيار واحد فقط |
Artık sadece tek bir seçenek var. | Open Subtitles | هناك خيار واحد فقط |
Bize tek bir seçenek bırakıyorlar. | Open Subtitles | وهذا يترك لنا خيار واحد فقط. |
Geriye tek bir seçenek kaldı. | Open Subtitles | بقي خيار واحد فقط |
Planın işe yaradı .tek bir seçenek var artık | Open Subtitles | لقد تركت (سكارسين) مع خيار واحد فقط |
Eğer o kadar kötüyse, Daniel bunu biliyor ve bilmiyorsam o zaman tek seçeneğim var. | Open Subtitles | واذا كان بذلك السّوء و(دانيال) يعلم عنه وأنا لا عندها لدي خيار واحد فقط |