Çocukken zaman bir türlü geçmek bilmez. Sonra bir bakmışsın 50 yaşındasın. | Open Subtitles | للطفولة دائما الوقت عائقا تماما ثم فجأة تكون في الخمسين من عمرك |
Çocukken zaman bir türlü geçmek bilmez. Sonra bir bakmışsın 50 yaşındasın. | Open Subtitles | للطفولة دائما الوقت عائقا تماما ثم فجأة تكون في الخمسين من عمرك |
Connor, iş konuşmak için her zaman müsaitim, | Open Subtitles | كونور، انه دائما الوقت الملائم لمناقشة.. امور التجارة |
Elbette, her zaman ki gibi. | Open Subtitles | بطبيعة الحال، كما هو الحال دائما. الوقت. |
Ne zaman işten eve dönse, ne kadar yorgun olursa olsun her zaman bana bir hikaye anlatma fırsatı bulurdu. | Open Subtitles | في كل مرة كان يأتي إلى البيت من العمل، مهما كان متعبا، انه سيجعل دائما الوقت لقراءة لي قصة. |
Her zaman kötü bir zaman. | Open Subtitles | دائما الوقت سيء |
Zaten buralarda hiç iyi zaman olmuyor. | Open Subtitles | وأنه دائما الوقت سيء هنا |