| Aldan dalar ve ertesi gün Dalian da olacaklar. | Open Subtitles | لقد ركبوا "الدان" وسوف يصلون "داليان" بعد يوم غد |
| Dalian'a vazoları kaçırmak için gidiyorlardı. | Open Subtitles | لقد سافرا عبر "داليان" لتهريب تلك الزهريات |
| Haichang Holding ile beraber Dalian Kaplan Sahili'nde akvaryum açtık. | Open Subtitles | معاً و مع شركة "هاشنغ"؛ فتحنا حوض للأسماك على شاطئ " داليان "؛ |
| Seninkisi Silverhielm ve diğerinin adı da Dahlën. | Open Subtitles | مُشرفكَ هو (سيلفهيم) والآخر يدعى (داليان) |
| Dahlën bir kaç çamurlu aykkabı verdi. Beni aşağılamaya kalkıştı. | Open Subtitles | (داليان) قام بتجميع أعداد كبيرة من الأحذية المُوحلة، كان يحاول إهانتي |
| Ve Çin'in Dalian limanından Singapur'a geçen Süveyş Kanalından Akdeniz'e geçen ve oradan dönüp Rotterdam'a ulaşan belirli bir hat vardır. | TED | وهناك خط خاص من مرفأ (داليان) الصيني إلى جانب سنغافورة، وعبر قناة (السويس) وعبر البحر المتوسط ليلتف حتى روتردام |
| Dalian'dan cuma günü geri gelmiş. | Open Subtitles | عاد من "داليان" يوم الجمعة |
| - Bu Dahlën"in emri. | Open Subtitles | -إنه أمر من (داليان) |
| - Seni düşünüyordum, Dahlën. | Open Subtitles | -كنتُ أفكر بشأنك يا (داليان ) |