| Bana bir iş ayarla ve en yeni satıcının ben olduğum konusunda ona haber ver. | Open Subtitles | دبّر لي مكانة, وأخبره كيف أكون موزّعتك الجديدة. |
| Sen toplantıyı ayarla. | Open Subtitles | دبّر ذلك الموعد. |
| Karısının telefonunu almış, bir buluşma ayarlamış sonra da onu dövmüş. | Open Subtitles | أخذ هاتف زوجته, دبّر لقاءاً معه من خلاله ثم أبرحه ضرباً |
| Her şeyi Jaime ayarlamış. Yol, tecavüzcüler, hepsini. | Open Subtitles | دبّر جايمي المسألة برمّتها الجولة، المغتصبان، كل شيء |
| Benim gelecekteki halim bu buluşmayı ayarladı, değil mi? | Open Subtitles | هذه النسخة المستقبليّة عنّي... هو من دبّر هذا اللقاء، صحيح؟ |
| İçeri mallarını soktuğum adam ayarladı. | Open Subtitles | الرجل الذي كنتُ أقوم بإيصال الأغراض له لداخل (سونا) دبّر هذا |
| Bu işi ayarlayan her kimse benim bir değerim olduğunu düşünmüş olmalı. | Open Subtitles | أفترض أنّ كائناً من دبّر هذا، حتماً اعتقد بأنّه قد تكون لي قيمة ما |
| Sen toplantıyı ayarla. | Open Subtitles | دبّر ذلك الموعد. |
| - Hey, neşelen biraz. Görüşmeyi ayarla. | Open Subtitles | -إبتهج، دبّر الإجتماع . |
| Ya da iyi halden erken af olayını ayarlamış olabilir. | Open Subtitles | قد يكون قد دبّر لإطلاق سراح مبكر لحسن السلوك. |
| Ayrıca, Hank bana birilerini ayarlamış. | Open Subtitles | بالإضافة (هانك) دبّر لي في موعد مجهول |
| Önemli bir görüşme ayarladı. | Open Subtitles | لقد دبّر لنا لقاءً مهما جدا. |
| Waabri çantayı teslim etmek için bir randevu ayarladı. | Open Subtitles | دبّر (وابري) مكان لقاء لإستبدال الحقيبة |
| Hapishane müdürü Murphy'yle hapishanedeki tezgâhı da o ayarladı. | Open Subtitles | دبّر مسألة السجن برمتها مع (مورفي) |
| Belki de bunu ayarlayan kişi Kagame'ye söylemiştir. | Open Subtitles | ربما أياً كان من دبّر الأمر هو من أخبره |
| Evet aynı zamanda Rikers'da Daniel'in dövülmesi işini ile Victoria'nın 3 numaralı jüri üyesi için planladığı şeyi ayarlayan kişi. | Open Subtitles | كما أنه دبّر الاعتداء على (دانيال) داخل إصلاحية (ريكرز). بجانب أياً كان ما خطّطته (فيكتوريا) للمحلفة رقم 3. |