| Tamam, yetkililer üç düzine antitoksin getirdi. | Open Subtitles | حسنا, مركز مكافحة الأمراض هنا مع ثلاثة دزينات من الجرعات مضادة السم |
| O yüzden mi bana üç düzine lanet olası gül gönderdin? | Open Subtitles | ألهذا أرسلت لي 3 دزينات من الزهور اللعينة؟ |
| O yüzden mi bana üç düzine lanet olası gül gönderdin? | Open Subtitles | ألهذا أرسلت لي 3 دزينات من الزهور اللعينة؟ |
| Üç düzine galaksi arasındaki en büyük yerel gurup bizdedir. | Open Subtitles | نحن أكبر أعضاء في مجموعتنا المحلية المؤلفة من حوالي ثلاث دزينات من المجرات |
| Çocuklar, burada neredeyse bir düzine gizli kamera ve Eliot'un kontrol odasına yerleştirdiği böcek var. | Open Subtitles | شباب, هناك ما يقارب دزينات من الكاميرات المخفية |
| Bu adam bir kaç düzine döşeme taşı için bana saldırdı. Onu soydun. | Open Subtitles | الرجل هاجمني بسبب بضع دزينات من حجارة الرصف؟ |
| Bu bir düzine uluslararası yasayı çiğner. Böyle yapmak istediğimizden emin misin? | Open Subtitles | ،هذا يخالف دزينات من المعاهدات الدولية هل أنت واثق أننا نريد سلوك ذلك الدرب؟ |
| Şarap kitabına göre, bundan altı düzine olması lazım. | Open Subtitles | وفقاً لكتاب النبيذ ينبغي أن يكون لدينا ستة دزينات من هذا |
| Üç düzine adamım yolda, öğlende burada olurlar. | Open Subtitles | لدي ثلاثة دزينات من الرجال قادمين في الطريق، سيكونون هنا بحلول الغروب |
| Beş düzine kurabiyeyi şeker ve baharatla süslemek gibi... | Open Subtitles | مثل تزيين 5 دزينات من الكعكات بالسكر والتوابل |
| Lateks eldivenler, 60 santimlik tamik testeresi kafatası keskisi, endüstriyel et satırı üç düzine dayanıklı çöp torbası, on banyo havlusu on metre streç film ve iki sade kahve. | Open Subtitles | حسناً سأحتاج لقفازات لاتيكس، منشار، إزميل للجمجمة، ساطور الجزار، ٣ دزينات من أكياس القمامة، بعض المناشف الكبيرة، |
| Bu hafta üç düzine gül, tatil biletleri, ve peluş bir oyuncak ayıcık yaktım, ve şimdi de... | Open Subtitles | هذا الاسبوع لوحده انا احرقت ثلاث دزينات من الزهور تذاكر رحلات بحرية و دب تيدي جميل ابيض .. والان |
| Bir düzine çözülememiş davanın ikisinde tanıkların ifadesinde ...şüphe çekici beyaz araçlardan bahsediliyor. | Open Subtitles | بعيداً عن دزينات من القضايا المفتوحة، اثنان منهما كان لديهما تصريحات شاهد والذي يذكر شاحنات بيضاء مشبوه بها |
| Üçüncü şeride park ettim ve arka koltukta bir mayonez küveti, üç düzine istiridye ve robot kostümü var. | Open Subtitles | ركنت سيارتي وخلفي ثلاثة ولدي وبانيو من المايونيز وثلاثة عشر دزينات من المحار وزي روبوت في المقعد الخلفي |
| Mermilere gelince... Sadece üç düzine kaldı. | Open Subtitles | لكن ليس لدي سوى 3 دزينات من الرصاص |
| Üç düzine gül ile. | Open Subtitles | حسناً، مـع ثـلاثـة دزينات من الـورود |
| Beş düzine mi? Bu çok zekice. | Open Subtitles | خمس دزينات من الورود، هذه رقّة بالغة. |
| - Stickney'e giden üç düzine ajan var. | Open Subtitles | هنالك ثلاثة دزينات من العملاء في طريقهم إلى "ستيكني". |
| Belki Cole'dan intikamımı evine bir düzine pizza yollayarak alabilirim. | Open Subtitles | ربما أنتقم من "كول" من خلال إرسال دزينات من البيتزا إلى منزله. |
| Bir düzine düzine gül. | Open Subtitles | دزينات و دزينات من الورود |