| Kralın çoban kızla evleneceğini haber veren saat bir kez daha çaldı! | Open Subtitles | الساعة التي سيتزوج الملك فيها الراعية دقت مرة أخرى |
| O da zarif bir şekilde yaptı. Uçakta bir şeyler yeyip içmemeye gayret ediyorum. Kalkıp uçakta yürümek zorunda kalmak istemiyorum. Tabii, evdeki hesap çarşıya uymaz. Çok geçmeden çaldı, ben de cevap verdim. | TED | أحاول ألا آكل أو أشرب في الطائرة لكي لا أضطر إلى النهوض والمشي في الطائرة، لكن الطبيعة لها حكمها الخاص، ومن وقت ليس ببعيد، دقت الطبيعة ورددت عليها. |
| Sonra kilisenin çanı, 6.30 için çaldı. | Open Subtitles | ساعة الكنيسة دقت لتعلن مضي نصف ساعة |
| Zavallı Camilla çıngırağı niçin çaldığını bilmiyordu, çünkü zaten çalmamıştı. | Open Subtitles | المسكينة كاميليا لم تعرف لماذا دقت الجرس لأنها لم تدقه مطلقا |
| Öğle düdüğünün çaldığını hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تذكر دقت صافرت الظهر ؟ |
| Saat şimdi vurdu on ikiyi. Sen git yat, Francisco. | Open Subtitles | دقت الساعة الثانية عشر الان اذهب الى فراشك الان ,فرانيسسكو |
| kalınlığındaki demir çubukla boynumu zorladım. Ama üzerimde bir çizik bile yok. | Open Subtitles | جلست أسفل مقطورة ضخمة و دقت عنقي و لا يوجد خدش علي |
| Alarm çaldı... | Open Subtitles | دقت ساعة المنبه , إستيقضت |
| Oldu, çaldı demin. | Open Subtitles | - بل دقت الساعة 12 |
| Öğle düdüğünün çaldığını hatırlıyor musun? | Open Subtitles | 19 P.M. هل تذكر دقت صافرت الظهر ؟ |
| Evet. Evsahibesinin saati biraz önce vurdu, kulaklarımla duydum. | Open Subtitles | نعم الحادية عشرة, منذ قليل دقت ساعة أصحاب البيت, سمعتها بنفسي |
| Sonra ağaç, bir kapıyı meydana getirdi ve saat dördü vurdu. | Open Subtitles | ومن الشجرة صنعت باب والساعة .دقت الرابعة |
| Vücudumdaki neredeyse bütün kemikleri kırdım, kendi kendimi göğsümden bıçakladım, 60 cm kalınlığındaki demir çubukla boynumu zorladım. | Open Subtitles | لقدحطمتكل عظمةفيجسدي , .طعنتصدريبسكين. جلست أسفل مقطورة ضخمة و دقت عنقي و لا يوجد خدش علي |