İşin aslı, bunca yıllık savcılık hayatımda bundan daha lanet bir delil görmedim. | Open Subtitles | في الحقيقة، في كل سنين إدعائي لم أرى دليل دامغ أكثر من هذا |
Elimizde delil yoktu ve sonra... | Open Subtitles | لدينا ضحيتين مخنوقتين في يوم واحد. ليس ليدنا دليل دامغ وفجأة |
Evet, Harvey, multimilyon dolarlık bir davada açık bir delil gördüm ve senden onu sakladım. | Open Subtitles | نعم ، هارفي رأيت دليل دامغ في دعوى المطالبة بملايين الدولارات, وأخفيتها عنك |
Bir parça kanıtın ortaya çıkmasının pratik olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | لقد علمت انه كان ملائما دليل دامغ يظهر فجأة |
Bir parça kanıtın ortaya çıkmasının pratik olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | لقد علمت انه كان ملائما دليل دامغ يظهر فجأة |
Ve eğer peşine düşeceksek bana sağlam kanıtlar lazım. | Open Subtitles | أذا كُنا سنطارده أحتاج الى دليل دامغ. |
Ve eğer peşine düşeceksek bana sağlam kanıtlar lazım. | Open Subtitles | أذا كنا سنطارده ، سأحتاج الى دليل دامغ. |
Doku yenilenmesiyle ilgili kesin kanıt. | Open Subtitles | إنه دليل دامغ على تجدد متفرّد بالخلايا |
Üstelik, böyle kesin bir kanıt varken, ...avukatın özel imtiyazı olsa bile, bir işe yaramaz. | Open Subtitles | ...ومع دليل دامغ مثل هذا محاميهم لن يقدر على قول شيء |
Müvekkiline cinayeti işleyip işlemediğini asla sorma emin ol ki bir delil varsa kesinlikle bulacaktır. | Open Subtitles | لا تسأل موكلك ، هل أرتكب جريمة قتل ؟ أبداً ولكن تأكد إذا كان هناك دليل دامغ |
Bütün bulgular onu işaret ediyordu ama açık bir delil yoktu. | Open Subtitles | أشارت كل الوقائع إليه، لكن لم يكن هناك دليل دامغ. |
Burada sağlam bir delil aradınız durdunuz. | Open Subtitles | أتيت لهنا بحثاً عن دليل دامغ |
Delilleri takip ediyorum ve oldukça delil var. | Open Subtitles | اننى أعتمد على دليل دامغ |
Kuvvetli bir delil. | Open Subtitles | حسناً، إنه دليل دامغ. |
Eline sağlam kanıtlar geçerse paranı, evini ve çocuklarını kaybedersin. | Open Subtitles | وسيكون لديها دليل دامغ بحيث تفقد كلّ شيء... أموالك، منزلك وأطفالك. |
Sanırım Frank, kocasını ve oğlunu kaçırmış. Bunların hiçbiri için kesin kanıt yok elimde. | Open Subtitles | أعتقد أن (فرانك) خطف زوجها وإبنها، ليس لدي دليل دامغ لذلك |
Şu da, dostum, gayet kesin bir kanıt. | Open Subtitles | وهذا يا صديقي دليل دامغ |