| Buraya fazla uzakta olmayan bir yerlerde senin ülkenin askerleri var. | Open Subtitles | هناك جنوداً من دولتك ليسوا بعيداً من هنا |
| Yani, senin ülken, bağımsız olacak, nükleer ile. | Open Subtitles | هذا يعني أن دولتك ستصبح واحدة من دول الاكتفاء الذاتي.. الدول النووية |
| Ben senin aptal ülkene gidip, seksi aksanimla kadinlari bastan çikartmaya çalismiyorum ama. | Open Subtitles | أنا لا أذهب إلى دولتك الغبية وأحاول إغواء النساء بلكنتي المثيرة |
| Kabul edilemez olan şey, on yıllar boyunca ülkenizin yaptığı ikiyüzlülüktür. | Open Subtitles | ما هو غير مقبول أن تشترك دولتك في المعاملة بوجهين لعقود |
| Fakat eger Ülkeniz ve ülkem bağlarını güçlendimek isterse... bu çok çabuk bitebilir. | Open Subtitles | إلا إذا كانت دولتك ودولتي من شأنه أن يعزز العلاقات بينهما وهذا يمكن أن ينتهي بسرعة كبيرة |
| Çocukların sana ne yaptığını sorduğunda ülkeni korumak için ne yaptığını sorduklarında onlara dürüst bir cevap ver. | Open Subtitles | .. احرص عندما يسألك أطفالك عمّا فعلته .. ماذا فعلت لتحمي دولتك احرص على أن تعطيهم إجابة حقيقية |
| İleride ülkenize hizmet edeceksiniz,tıpkı Amerikan filmindeki Mickey Rooney masalındaki gibi. | Open Subtitles | هذا عظيم سوف تخدم دولتك مثل أسطورة الأفلام الأمريكية الممثل ميكي روني |
| ülkenin dünyadaki konumundan ve kendi pozisyonundan memnun olamazsın. | Open Subtitles | لايمكن أن تكون سعيداً مع مكانة دولتك في العالم |
| ülkenin sana gerçekten ne ifade ettiğini söylemek zorunda kalmadın. Ama şimdi zorundasın 2.Kaptan. | Open Subtitles | لست مضطرًا للقول أبدًا،ماذا تعني لك دولتك حقًا. |
| Büyükelçiye, kendi ülkenin generalini öldürttün. | Open Subtitles | أنت جعلت السفير يقتل الجنرال القادم من دولتك |
| ülken, gökleri insansız, ağır silahlı uçaklarla doldurmaya karar vermese, böyle bir konu olmazdı değil mi? | Open Subtitles | لم تكن تلك مشكلة لو لم تقرر دولتك ان تملأ السماء بطائرات مليئة بالأسلحة بدون طيار اليس كذلك؟ |
| Eğer gemilere saldırırsak çok geçmeden ülken karşılık verecek ve savaş çıkacak. | Open Subtitles | إذا هاجمنا السفينة الحربية دولتك سترد وقريبا ما ستتحول لحرب |
| O kadınla öyle konuşmana ülken ne yapardı? | Open Subtitles | مادخلُ دولتك بالطريقة التي عاملت فيها الإمرأة؟ |
| Muayene odasında elini tutarsam ülkene hakaret etmiş olurum. | Open Subtitles | دولتك كلها سوف تتعرض للإذلال اذا كنت سأمسك يدكِ في عيادة الطبيب |
| Senin tüm yaptığın hala değerli olduğunu ispatlamak adına kendi ülkene saldırmak. | Open Subtitles | كل ما فعلته اليوم هو خلق سيناريو بالهجوم على دولتك لجعلك ذو قيمة مرة ثانية |
| - Şey, sen kendi ülkene savaş açmaya gönüllüsün... | Open Subtitles | حسنًا،كنت على إستعداد للأخذ على دولتك |
| ülkenizin bölgesel çatışmaları körüklediğine dair istihbarat... | Open Subtitles | مصادرنا تشير أنَّ دولتك تدعم العديد من الأزمات الإقليمية |
| Peki, ülkenizin beklediği hem en iyi hem de en kötü işini başarabilmek. | Open Subtitles | حسنا , انه انجاز جيد, ان تكون الافضل والاسوء ما تقدمه دولتك |
| Hele de, bizi bu noktaya getirenin, sizin ülkenizin kendi avareliği olduğu göz önünde bulundurulunca. | Open Subtitles | خاصةً بإعتبار أن تراخى دولتك هو الذى وصل بنا لهذه النقطة |
| Ülkeniz Alman Demokratik Cumhuriyetini tanımayı reddediyor. | Open Subtitles | دولتك ترفض الإعتراف بجمهورية ألمانيا الديمقراطية |
| Ülkeniz için tehlikeli olduğunuzu kanıtlamak için her şeye sahibim, yüzbaşı. | Open Subtitles | لدي كل ما أحتاج لإقناع محكمة بأنك خطر على دولتك يا كابتن |
| Adamlarının senin ülkeni savunurken öldüklerini görüyorum. | Open Subtitles | أرى رجاله موتى، دفاعا عن دولتك |
| ülkenize biyolojik silahlarla saldırarak mı? | Open Subtitles | بالهجوم على دولتك بسلاح بيولوجي؟ |
| Benim vatanım değil ki! Senin vatanın. | Open Subtitles | انها ليست دولتي انها دولتك |
| Ülkenizi geliştirmek için kaynak arayışınızı anlıyoruz fakat biz Araplar arasındaki bir soruna karışmak istemiyoruz. | Open Subtitles | أعرف بأنك تحتاج إلى الأموال لإعادة بناء دولتك لكن ليس لدينا رأي حول النزاع العربي العربي |
| Acınası ülkenizde ne istersem yapabilirim. | Open Subtitles | يمكنني ان افعل ما اشاء في دولتك المثيره للشفقة |
| İşe bakın ki... milyarları bulan bu para... sizin ülkenizden geliyor. | Open Subtitles | حسنا ً, الشيء الساخر فى هذا ... هو أن ذلك المال , الذى هو مقدر ببلايين يأتى من دولتك أنت |