| Şimdi Cleo, Donovan'la yeteri kadar zaman geçirmediğin için kızgın olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | الآن ، كليو أعلم بأنك منزعج لعدم قضاءك وقتاً كافياً مع دونفان |
| Toozik, Ermenilerin kullandığı gündelik bir hitap şeklidir Bay Donovan. | Open Subtitles | الن تسجلي هذا بالاسفل توزيك هو لقب ارماني سيد دونفان |
| Donovan ameliyata hazır. Yaşam fonksiyonları kararlı. | Open Subtitles | دونفان مفتوح و مستعد أعضاءه الحيوية مستقرة |
| Mark Donovan içki getirmiş. | Open Subtitles | ,مارك دونفان أحضر بعض الشراب لذا فسوف تأتي, أليس كذلك؟ |
| Pekala, Donovan'a soracağım. | Open Subtitles | حسنا, سأطلب من دونفان, و حينها ليلة الغد, عندما تشكرني |
| Asıl problem Donovan'ın sana çay kakalaması. | Open Subtitles | المشكلة الأساسية هي أن دونفان هو من زودك بالشاي |
| Siktiğimin Donovan'ı yaptı. Cezadayken sıkıştırdı beni. | Open Subtitles | ,دونفان اللعين فعل ذلك لقد ثبتني أثناء العقوبة |
| Donovan bu sabah mezarlığa gitti ve mezarı kazılmış, ceset de kaybolmuştu. | Open Subtitles | دونفان ذهب الى المقبرة هذا الصباح المقبرة نُبشت وجثته اختفت |
| Ama, eğer elime bir fırsat geçerse buraya, Donovan Decker'a yeni bir hava katabilirim. | Open Subtitles | لكن مع الأخذ في الاعتبار انه بامكاني تصميم اشياء جديدة هنا في دونفان ديكر |
| Donovan, sen ve Cleo'nun kütüphanede ne kadar vakit geçirdiğinizle ilgili söyleyecekleriniz var biliyorum. | Open Subtitles | دونفان ، أعلم أنك أنت وكليو لديكم ما تودون قوله حول كم من الوقت تمضونه في المكتبه |
| - Bir haftadır biliyor muydun? - Donovan, Donovan, belli ki kırıldın. | Open Subtitles | كنت تعلم لمدة أسبوع دونفان ، دونفان بالتأكيد أنت متألم |
| Yürütmeye çalıştım ama Donovan'ı özledim. | Open Subtitles | لقد حاولت أن أجعل ذلك ينجح ولكني أفتقد دونفان |
| Hepimiz bazı kısımlarımızı kaybetmiş milyonerleriz Bay Donovan. | Open Subtitles | كلنا المليونيريين , نفقد بعض الأجزاء من أنفسنا سيد دونفان |
| Ray Donovan, arama iznimiz var. | Open Subtitles | راي دونفان لدينا مذكرة قضائية لتفتيش المنزل |
| Uyuşturucu satıp kızları pazarladığınızı biliyorum Bay Donovan. | Open Subtitles | اعرف ما انت بصدده سيد دونفان بيع الكوكايين وتشغيل الفتيات |
| Bay Donovan, Savcılık'tan Alan Freedman ile tanışın. | Open Subtitles | سيد دونفان هذا الن فريدمان من مكتب المدعي العام الأمريكي |
| Nezaketinizden dolayı buraya gelmediniz Bay Donovan. | Open Subtitles | انت لست هنا بسبب العطف الخارج من قلبك سيد دونفان |
| Bay Donovan, babanızı izlediğim süre boyunca Brendan da onunla çalışıyordu. | Open Subtitles | سيد دونفان كنت لوقت طويل اتعامل مع والدك كان بريندين يعمل معة |
| Burada notlardaki bir sorunu tartışmıyoruz Bayan Donovan. | Open Subtitles | نحن لم نجتمع لمناقشة الدرجات السيئة مدام دونفان |
| Devon'a bir mahzenin koordinatlarını verdim. | Open Subtitles | الاحداثيات التي اعطيتها دونفان هي موقع القبو. |
| Lester Donavan denen adamın, o evde yaşamadığını öğrendiklerinde kira fiyatı, babasıyla seyahat eden Justin Bieber gibi uçacak. | Open Subtitles | حالما يكتشفون أنّ (ليستر دونفان) لا يعيش هنا بعد الآن، سيرتفع الإيجار أكثر. من (جاستين بيبر) على طائرة مع أبيه. |