| İzliyoruz. kanıt olmadan kimseyi tutuklayamayız, o yüzden onları izliyoruz. | Open Subtitles | نحن نراقبهم لأننا لا نستطيع إلقاء القبض عليهم دون دليل |
| İzliyoruz. kanıt olmadan kimseyi tutuklayamayız, o yüzden onları izliyoruz. | Open Subtitles | نحن نراقبهم لأننا لا نستطيع إلقاء القبض عليهم دون دليل |
| Bu, ABD başkanının bir tweet'i tekrar, bir kanıt olmadan iddia ediyor ki, Amerikan siyaseti George Soros tarafından manipüle ediliyor. | TED | هذه تغريدة من رئيس الولايات المتحدة، تزعمُ دون دليل مجددًا، أن جورج سوروس قد تلاعب بالسياسة الأمريكية. |
| Çok uzun zamandır sessizim. Tanık ve delil olmadan haksız yere hapse atıldım. | Open Subtitles | نعم، لقد لزمت الهدوء لفترة طويلة مسجون بشكل غير قانوني، دون دليل قاطع |
| Elinde kanıt bulunmadan nasıl böyle bir suçlamada bulunabiliyor, anlamıyorum. | Open Subtitles | لا اعرف كيف يمكنه أن يتهمني هكذا من دون دليل |
| Eğer birisi yeterli kanıt olmadan mahkum edilirse siz sorumlu tutulursunuz, Oberst von Scherbach. | Open Subtitles | عندما يتنهى القتال سيكون هناك لجنه لجرائم الحرب لو أدنت الرجل دون دليل قوى |
| Çünkü onu takımdan attırmanı istiyorum, ve buna bir kanıt olmadan izin vereceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لأنني أريدك أن تحرمه من فريق السباحة و لا أظنك ستسمح بهذا دون دليل |
| İnsanların kanıt olmadan bir şeylere nasıl inanabildiklerini asla anlayamamışımdır. | Open Subtitles | لم أفهم أبداً كيف يفخر الناس بإيمانهم بشئ دون دليل عليه |
| Cinayet masası o olduğunu zaten biliyordu, ama ellerinde kanıt olmadan, davayı oluşturamıyorlardı. | Open Subtitles | قسم التحقيق في الجرائم وجدوه متلبس بالجريمة ولكن لم يفتحوا قضية من دون دليل |
| Durumunuzu anlıyorum dedektif, ama kanıt olmadan bu dava için duruşma yapılamaz. | Open Subtitles | أنا أتعاطف مع مأزقك أيتها التحرية، لكن لا يمكن المضي بهذه القضية دون دليل |
| Bu şarabın etkisiyle söylenmiş olmalı, çünkü sen kanıt olmadan böyle kesin ifadelerde bulunmazsın. | Open Subtitles | ،والآن، هذا كلام تحت تأثير النبيذ لأنه ليس من عادتك تقديم بيانات جازمة عن القضايا دون دليل |
| Jüri kanıt olmadan karar vermez. | Open Subtitles | حسنا , لن تقنع هيئة المحلفين دون دليل |
| kanıt olmadan hiçbir şey yapamazlar. | Open Subtitles | لن يمكنهم عمل أي شيء من دون دليل |
| Bayan, kanıt olmadan onu yargılayamayız ve serbest bırakırsak negatiflerle istediğini yapabilir. | Open Subtitles | ،يا سيده، لا نستطيع إتهامه دون دليل ... و إذا ذهب يمكنه أن يفعل ما يشاء بأصل الصور |
| Annesi kanıt olmadan beynine dokunmamıza asla izin vermez. | Open Subtitles | لن تسمح لنا الأم بخزع دماغه دون دليل |
| Evet. Ama sivillere kanıt olmadan saldırmaya devam ederseniz o zaman artık iyi adamlar gibi görünmeyeceksiniz. | Open Subtitles | نعم، لكن إن بدأتم باستهداف المدنيين دون دليل... |
| Ortada elle tutulur bir kanıt olmadan hiçbir şey yapamazlar. | Open Subtitles | لا يستطيعون فعل شئ دون دليل صلب |
| Birini elinde kanıt olmadan kötülemek istemezsin. | Open Subtitles | لا تريدي الإساءة لأحد دون دليل |
| Bir Denizci subayını elinde yeterli delil olmadan ağır bir suçla suçlamanın içerdiği olası sonuçları hakimin sana haber verdiğini kabul etmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تقر بأن ممثل النيابة العسكرية أعلمك بالعواقب المحتملة لاتهام ضابط بحري بجريمة كبرى دون دليل قاطع |
| Savcı da sağlam delil olmadan dava açmaz. | Open Subtitles | والمدعي العام لن يرفع دعوى قضائية من دون دليل قوي |