| Herhangi bir harekette bulunurlarsa, haber verin. Tıbbi Kubbe'ye gidiyorum. | Open Subtitles | ولو عملوا اي حركة أخبروني انا ذاهبة الى دائرة العيادة |
| Ben Londra'ya gidiyorum. İlkbaharda Londra'da olmalıyım. | Open Subtitles | اننى ذاهبة الى لندن, يجب ان اكون فى لندن فى الربيع |
| Bayan Otis bilmiyor ama o iyileşir iyileşmez evime gideceğim. | Open Subtitles | مداد أونيس لا تعلم, لكنني ذاهبة الى البيت بمجرد استقرارها جيدا |
| Bu yüzden İtalya'ya, Sinyor Guardi'nin yanına gidiyorsun. | Open Subtitles | ولهذا انت ذاهبة الى ايطاليا عند سنيور جاردى |
| Yarın New York'a giden ilk otobüste olacaksın. | Open Subtitles | بسبب أنك سترحل على أول حافله ذاهبة الى نيويورك غداً. |
| Aditi bir hafta içinde Amerika'ya gidiyordu. Vizesi bile hazırdı. | Open Subtitles | اديتي كانت ذاهبة الى امريكا لقد حصلت على التأشيرة |
| Lacey bu hafta sonu Boston'a gidiyor Todd ve Kate ile beraber. | Open Subtitles | ليسي ذاهبة الى بوسطن عطلة الاسبوع مع تود و كيت |
| Anlaşma gereği mi bir yere gidiyorsunuz? | Open Subtitles | هل انت ذاهبة الى مكان ما متعاقد معك على الرقص لديه ؟ |
| Farlow'lara gidiyorum ve sen de geleceksin. | Open Subtitles | أنا ذاهبة الى منزل فارلو .و أريدكي أن تأتي معي |
| Hayır, ben kiliseye gidiyorum. O yüzden kolumun altında et olam... | Open Subtitles | أنا ذاهبة الى كنيسة و لست بحاجة للحم الخنزير المملح |
| Hoşça kal, baba. Ben baloya gidiyorum. | Open Subtitles | مع السلامة يا والدى انا ذاهبة الى الحفلة الراقصة |
| Güzel. Akşam yemeği için bir şeyler almaya markete gidiyorum. | Open Subtitles | جيد , انا ذاهبة الى السوق للحصول على بعض الاشياء للعشاء |
| Bir harikayız. Ben mutfağa gidiyorum. | Open Subtitles | نعم نحن ندرك اسمعوا انا ذاهبة الى المطبخ |
| Başka bir galaksideki başka bir gezegene gidiyorum yıldızgeçidi dediğimiz bir cihazın yardımıyla. | Open Subtitles | انا ذاهبة الى كوكب آخرِ في مجرة أخرى بواسطة أداة تسمى ستارجات. |
| Aslına bakarsan, Deniz Aslanları'nın antrenmanlarına gideceğim. | Open Subtitles | في الحقيقة انا ذاهبة الى تدريب اسود البحر |
| Ama bu sene yeni dışarı çıkma kararım doğrultusunda ofisteki partiye gideceğim. | Open Subtitles | على اية حال, هذه السنة بناء على سياستي الجديدة للتخلص من هذه الامور انا ذاهبة الى حفلة الهالوين الخاصة بعملنا |
| - Hayır. buna neden ihtiyacın olur? - Polis karakoluna gideceğim. | Open Subtitles | انا ذاهبة الى مركز الشرطة سيكون هناك الكثير من الاسلحة. |
| - Batı yakasına gidiyorsun,değil mi? | Open Subtitles | أنتِ ذاهبة الى الجهة الغربية, أليس كذلك؟ |
| Şehre gidiyorsun, Amsterdam'da fahişeliğe değil. | Open Subtitles | انتِ ذاهبة الى البلدة وليس للظهور في احدى نوافذ العرض في امستردام |
| Gezmeye gidiyorsun, değil mi? O aman görürsün. | Open Subtitles | انتي ذاهبة الى التسوق ، أليس كذلك؟ |
| Bilet ofisinde Las Vegas'a giden bir otobüs olduğunu söylediler. | Open Subtitles | ولكن قاطع التذاكر قال : ان هناك حافلة ذاهبة الى لاس فيجاس الليلة |
| Annem markete gidiyordu bir minibüs geldi adamlar annemi alıp götürdüler. | Open Subtitles | امي كانت ذاهبة الى محل البقالة ...عندما قدمت تلك الشاحنة هؤلاء الرجال خرجوا منها و اخذوها |
| Norma iki haftalığına İstanbul'a gidiyor ve geçicilerle aramın iyi olmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | " نورما " ذاهبة الى " اسطنبول " لمدة اسبوعين و انت تعلم بانى لست جيداً مع المؤقتين |
| Gecenin bu saatinde mi gidiyorsunuz? | Open Subtitles | هل انتِ ذاهبة الى مكان ما فى هذا الوقت المتأخر من الليل؟ |