| Neler olduğunu şimdi anladım. Hepinizin aybaşı dönemi. Bu çok heyecan verici. | Open Subtitles | لقد فهمت ما يجري هنا، جميعكم تمروّن بالدورة الشهرية سوياً، ذلك أمرٌ مثير |
| Bu çok romantik. | Open Subtitles | ذلك أمرٌ رومانسيٌ جداً |
| Bu çok korkunç. | Open Subtitles | ذلك أمرٌ يُسبب تحطماً نفسياً. |
| Bu işten hiç kimsenin vaz geçmemesi benim için büyütülecek bir şey. | Open Subtitles | ذلك أمرٌ جلل بالنسبة لي، التأكد من أن لا أحد يستسلم لأمرهم |
| Çünkü siz kadınsınız. Ve bunun güzel bir şey olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | لأنّكِ امراءة وأنا أعتقدُ أن ذلك أمرٌ جيد |
| Bence bu işi bir şey çünkü kendimi geri plâna atmış oluyorum. | Open Subtitles | لأنّني أعتقد أنّ ذلك أمرٌ جيد لأنّني أقوم بجلب الانظار تجاهي |
| - Bu çok zor bir şey ve bazen kendine sormalısın: | Open Subtitles | ذلك أمرٌ قاسي وأنت، تعلم |
| Bu çok önemli canım, senin için de Sonya için de. İlk kez Petersburg sosyetesinde görüneceksiniz. | Open Subtitles | ذلك أمرٌ مهمٌ ياعزيزتي، لك ولـ(سونيا)، ستُرين لأوّل مرّة في مجتمع "بترسبورغ" الراقي. |
| Fakat makarna yerken ağızlarından Chicago'da kalmak gibi bir şey düşerse işte bu bilmek istediğim bir şey olur. | Open Subtitles | ولكن إذا فكرّوا بالبقاء في شيكاغو،على وجبات المعكرونة فقد يكون ذلك أمرٌ عليّ معرفته |
| Evet. Bu iyi bir şey. Ancak onları bulana kadar gayet iyi vekillik yaptın. | Open Subtitles | أجل، ذلك أمرٌ رائع ولكنّك كنت بديل مناسب قبل أن نجدهم |
| Zor bir şey mi? | Open Subtitles | و قام بفصل الفقرات؟ هل ذلك أمرٌ مهم؟ |
| Ama senin için iyi bir şey. | Open Subtitles | ولكنّ ذلك أمرٌ طيّبٌ بالنسبة لك |
| Bu ailemden saklayacağım bir şey değil. | Open Subtitles | ذلك أمرٌ لا أريد إخفائه عن عائلتي |