| En sevdiğim lokantaya gittik. Kore usulü ızgara. | Open Subtitles | ذَهبنَا إلى مفضّليني المطعم، هذا الشواءِ الكوريِ الصَغيرِ. |
| Dövme yaptıracak kadar bile ileri gittik. | Open Subtitles | ذَهبنَا إلى حدّ حتى للحُصُول على الأوشامِ. |
| - Neden 12 koloniye gittik peki? | Open Subtitles | لماذا إذن ذَهبنَا إلى المستعمراتِ الـ12؟ |
| Ve dışarı çıktık, uzun bir süre sessizce yürüdük, el ele tutuşarak. | Open Subtitles | ونحن ذَهبنَا خارج، ونحن فقط مَشينَا لوقت طويل في الصمتِ، تَشَابُك بالأيادي. |
| Geçen gün gittiğimiz silah gösterisini hatırladın mı? | Open Subtitles | تذكّرْ بأنّ يَدُومُ معرض بندقيةِ ذَهبنَا إليهم؟ |
| Wight Adası'na gittiğimizde aşı olmuştuk. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدَنا مهام عندما ذَهبنَا إلى جزيرةِ الشخصِ. |
| Hatırlar mısın, şehirde bir lokantaya gitmiştik, kapıdaki adam para istedi. | Open Subtitles | يا، تَعْرفُ... تذكّرْ... تذكّرْ ذلك المطعمِ ذَهبنَا إليهم في المدينةِ |
| Ve oraya gittik hasta karım ve ben. | Open Subtitles | و ذَهبنَا هناك، زوجتي المريضة و انا. |
| Benim izlemek istediğim bir filme gittik, o yüzden biletleri benim almam gerekirdi. | Open Subtitles | ذَهبنَا إلى a فلم أردتُ رُؤية، لذا أنا إفترضتُ لدَفْع ثمن التذكرةِ. |
| İkisiyle beraber üniversiteye gittik. | Open Subtitles | ذَهبنَا إلى الكليَّةِ مَع كلاهما. |
| Biz... Taş satan bir yere gittik. | Open Subtitles | نحن ذَهبنَا إلى مكانِ البلاطةَ. |
| Dostum, öyle bir yere gittik ki-- | Open Subtitles | الرجل، ذَهبنَا إلى هذا المكانِ حيث هذا - |
| Hepimiz hastaneye gittik. | Open Subtitles | لذا كلنا ذَهبنَا إلى هذه المستشفى. |
| O yüzden avlanmaya gittik. | Open Subtitles | ذَهبنَا للبحث عن الغذاءِ. |
| Altı ay çıktık. Kimse süreceğini düşünmüyordu. | Open Subtitles | ذَهبنَا سوية ستّة شهورَ، لا أحد إعتقدَ بأنّه يَدُومُ. |
| Birkaç kez çıktık. | Open Subtitles | ذَهبنَا في تأريخين. |
| Kampa gittiğimiz zamanı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | اتَتذكّرُ الوقت الذي ذَهبنَا فيه لإقامة مخيّم؟ |
| Peki ya o gittiğimiz kolej partisi? | Open Subtitles | ماذا عن ذلك حزبِ الكليَّةِ ذَهبنَا إليهم؟ |
| Hiç aklına geldi mi kulübeye ilk gittiğimizde Camden McCallum'un yaşıyor olabilir diye? | Open Subtitles | وهل فكرت انها يمكن كامدن كان حي في المرة الأولى التي ذَهبنَا إلى تلك الكابينة؟ |
| Biz onu bulmak için gittiğimizde | Open Subtitles | عندما ذَهبنَا لإسْتِرْجاعه |
| Aslında, çevresel bir madde için jeoloji labarotuvarına gitmiştik ve... | Open Subtitles | في الحقيقة، ذَهبنَا إلى مختبرِ عِلْم طبقاتالأرضَلعملماو ... |
| Ama sanattan sanatçılara, oradan alkol ve kahveye; oradan da tekrar kakaya geçtik. | Open Subtitles | لَكنَّنا ذَهبنَا مِنْ الفَنِّ إلى الفنانين إلى الكحولِ إلى القهوةِ، والذي فقط قادَ حقّاً يَعُودُ إلى poo. |
| Dostlarım zengindi, partilere giderdik. | Open Subtitles | أصدقائي كانوا أغنياء ذَهبنَا إلى الحفلات كُلّ الوَقت في سيارات الليموزين |