| Daha sonra, Jacob'ı bu kızlardan bazılarıyla gördüğünü öne süren bir kadın polise ihbar telefonu açtı. | Open Subtitles | تلقت الشرطة بعد ذلك اتصالا مجهولا من امرآة تدعي انها رآت جيكوب مع عدد من الفتيات |
| O zeki bir kadın Kevin. Ne gördüğünü biliyor. | Open Subtitles | -إنها إمرأة ذكية , "كيفن" , إنها تعلم ما رآت . |
| Elaine Margaret'i annemin kaybolduğu gece parkta onunla birlikte gördüğünü söyledi, | Open Subtitles | إلين) قالت أنها رآت(مارغريت) فى الحديقة) ، مع أُمي اليلة الماضية عندما أختفت |
| Bu eylemin bir insanın son eylemi olduğunu için doktor Flyte'ın teorisiyle ilgili bir şeyler gördüğünü düşünüyoruz. | Open Subtitles | التي كتبتها الضحية علي المرآة. وفي محاولة يائسة، لصُنع الموت. ينبغي أنَ الضحية قد رآت شيئاً علي مصداقية نظَرية الدكتور (فلايت). |
| Eve bir yılan gördüğünü zannetti. | Open Subtitles | إيف رآت ثعبان |