| Köylüler beni orada dururken gördüler, kanla kaplı. | Open Subtitles | أهل القرية رأوني واقفة هناك ومغطاة بالدم |
| Adamı vururlarken onları izlediğimi gördüler. | Open Subtitles | لقد رأوني وأنا أراهما يطلقان النار على الرجل |
| - Bütün insanlar beni gördü. - Ve Coney Island Kafe'deki şu genç bayan. | Open Subtitles | الناس كلهم رأوني وتلك الآنسة بمقهي كوني آيلاند |
| Ama kız ve kaptan beni gördü kızın onlarla bağlantısı yok. | Open Subtitles | لكن اظن ان القائد و الفتاة ربما رأوني لكن ليس لديها اي ولاء لهم |
| Siyah çantayı görürlerse rekabet gücüm kalmaz. | Open Subtitles | وإذا رأوني بهذه الحقيبة السوداء سأَفقد تفوقي التنافسي |
| Bir doktorla arkadaşlık ettiğimi görürlerse, şu kadarını söyleyeyim, depodan yağmaladığımız protezlerin kârından payıma düşeni alamam. | Open Subtitles | إن رأوني أتآخى مع الأطباء أمثالك إنني لن أحصل على حصتي من الأعضاء التي سرقناها من غرفة المخزن |
| Beni her gördüklerinde beni acıyla özdeşleştirdikleri için kaçmalarını istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريدهم أن يرتعدون كلما رأوني لأنهم يربطون بيني وبين الألم |
| Tanrıya şükür, Kang Tae Joon ve Cha Eun Kyul geçerken beni gördüler. | Open Subtitles | . لـ حسن الحظ , عندما كان تاي جوون و يون جيول يمروا رأوني |
| Beni ve ortağımı Turley'de gördüler. | Open Subtitles | اسأل هؤلاء الإثنان هناك رأوني في "تورلي" قبل أن أنفذ السرقة |
| Delirdinmi Daniel beni daha önce gördüler, beni tanırlar. | Open Subtitles | هم سيتذكّرونني رأوني حسنا في الشاحنة |
| Artık çok geç. Beni gördüler bile. | Open Subtitles | لقد تأخر الوقت لقد رأوني بالفعل |
| Valeler beni arabayla giderken gördüler. | Open Subtitles | الخدم قد رأوني أغادر بالسيّارة. |
| Bu iki eklemsiz aşağı atladı, arabalarına tıkıştılar... ve beni gördüler. | Open Subtitles | هاذان الأحمقان قفزا للأسفل، ركبوا سيارتهم. رأوني. أحدهم كان يحاول... |
| Diyelim ki ben korktum. Hayır. Kızlar geri çekildiğimi gördü. | Open Subtitles | كلا، لقد رأوني السيدات وأنا اهرب |
| Onları herkes gördü. | Open Subtitles | ، الجميع رأوني وأنا مرتديهم من قبل |
| Ama sanırım onlar da beni gördü burada. | Open Subtitles | ولكن كما أعتقد هم رأوني هنا أيضاً |
| Kaçıp birilerini uyarmak istedim ama beni gördü. | Open Subtitles | حاولتُ أن أهرب و أحذّر أحدهم... ولكنّهم رأوني. |
| Her zaman kendime özen göstermek zorunda olduğum... Eğer beni böyle pijamalarla görürlerse... tam anlamıyla sosyal bir intihar olur. | Open Subtitles | أشعر كما لو أنّني أحتاج لأكون هنا طوال الوقت, أعني لو أنّهم رأوني بالبيجاما المنقوشة, |
| -Evet, var. Beni görürlerse Paskalya Adası'na götürürler ve asla davulcu olamam! | Open Subtitles | بل هم هنا، وإن رأوني فسيأخذونني إلى جزيرة عيد الفصح، ولن أحصل على فرصتي في الطبل |
| Beni böyle görürlerse.., ...bir sorun olduğunu anlarlar. | Open Subtitles | إذا رأوني بهذا الشكل سيعلمون أن هناك أمرا خاطئا |
| Ben hiç bir kurt'tan kaçmadım. Beni uzaktan gördüklerinde hemen oradan topuklayıverirlerdi! | Open Subtitles | لم أهرب أبدا من ذئب لقد رأوني فقط من بعيد |
| Sana bakınca, bir oduncu görüyorlar. Bana bakınca... bir avukat görüyorlar. | Open Subtitles | إذا رأوك، فهم يرون عامل باليومية إذا رأوني |
| Beni gördüklerini sanmıyorum. Ama kitabeyi bırakmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لا أعتقد أنهم رأوني كان لابد أن أترك الفيلو |