| Casusluk yaparken onunla "ce-e" oynadığını gördüm. | Open Subtitles | رأيتُهم يلعبون الغمّيضة أثناء النبيذ و التجسس، و هي صبورة للغاية |
| Çoğunlukla onları yalnızca bir anlığına gördüm. | Open Subtitles | بشكل عام هم أشخاص رأيتُهم للحظة واحدة |
| Hayır, dostum gördüm onları. Onlar tıpkı şey gibilerdi, robotlar-- | Open Subtitles | لا يا رجل ، لقد رأيتُهم ... إنهم يبدون كهذا ، آليون |
| Boynunuzdan bir anahtar aldıklarını gördüm. | Open Subtitles | رأيتُهم يأخذون مُفتاحاً من على رقبتك. |
| Evet, gördüm. | Open Subtitles | أجل، لقد رأيتُهم |
| Evet, o zamanda gördüm. | Open Subtitles | أجل، ذلك عندما رأيتُهم |
| Yelkenlerin boyandığını gördüm. | Open Subtitles | رأيتُهم يطلون الأشرعة. |
| Hayır, onları kumaşta gördüm. | Open Subtitles | لا ، رأيتُهم على القماش |
| Paris'e bu yüzden geldim. Onları gördüm. | Open Subtitles | لهذا جئتُ إلى "باريس"، لقد رأيتُهم |
| Az önce hareket ettiğini gördüm. | Open Subtitles | ! رأيتُهم يتحرّكون لتوّي |
| Alarmı duydum sonra Noel Babaları gördüm adamlar koşuyordu. | Open Subtitles | لقد سمعتُ جرسَ الإنذارَ ومن ثمَّ فقد رأيتُهم متنكرينَ كـ(سانتا)... ويركضونَ في الأرجاء ولم أكن أعلمُ ماذا يحدثُ تماماً |
| Gözlerimle gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيتُهم |