Dükkandan alınmış pudinginiz olduğunu gördüm, çocukların ev yapımını denemek isteyeceğini düşündüm. | Open Subtitles | رأيت أنه يوجد لديكما بودينغ من السوق وفكرت أن الأولاد سيحبون تذوق شيء منزلي |
Sonra uçakta bir sürü boş koltuk olduğunu gördüm ve ben de kendi çıkarımı düşündüm. | Open Subtitles | ثم رأيت أنه كان هناك مئات من المقاعد الفارغة ، لذا قلت لنفسي |
Elinde cep telefonu paketi olduğunu gördüm. | Open Subtitles | فقط رأيت أنه.. ان بحوزته علبة هاتف خلوي بمتناول يديه |
Acapulco'ya giderken Los Angeles'ta 24 saatin olduğunu gördüm. | Open Subtitles | إذاً ، لقد رأيت أنه في طريقك إلى "أكابولكو" ستمضي 24 ساعة في "لوس أنجليس" |
Bir şey söylemeyecektim ama ağzını açmadığını görünce, dayanamadım. | Open Subtitles | لم أكن لأقول أي شيء، لكنني رأيت أنه لم يكن سيفتح فمه |
Ama onun spekulum tepsisindeki karınca tuzaklarını görünce seninle konuşmamız gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | لكن عندما رأيت أفخاخ النمل على طاولة الأدوات الطبية رأيت أنه علينا التحدث |
Kafeye uğradım. Kapalı olduğunu gördüm. | Open Subtitles | لقد مررت بالمقهى و رأيت أنه مُغلق |
Tom'un yükünün ağır olduğunu gördüm ve bir el atayım dedim. | Open Subtitles | رأيت (توم) بحاجة المساعدة رأيت أنه يجب أن أساعده |
Ben de onun sloganı olduğunu gördüm 28. | Open Subtitles | رأيت أنه كان أيضا شعار |
Beni aşağıladığını görünce bıçağı çekiverdim. | Open Subtitles | وعندما حصل هذا رأيت أنه يهينني المخرج لذا كنت اريد طعنه بالسكين |
Küller küllere onu o halde görünce belkide doğrusunun bu olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | من الرماد ,للرماد ...رأيت أنه أنه بدفنه في الأرض سيكون هذا معقولاً |