O fiziksel ve duygusal travmaya katlanmak zorunda kalan çocuğu gördüm. | TED | رأيت الفتى اليافع الذي توجب عليه تحدي الصدمة الجسدية والنفسية. |
Size söylüyorum çocuğu gördüm, o şeyin onda olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | أنا اخبرك ، لقد رأيت الفتى هو يقول أنه ليس بحوزته |
İşte o anda, yerde yatan İrlandalı çocuğu gördüm. | Open Subtitles | هناك رأيت الفتى الإيرلندي |
Turuncu çantalı çocuğu gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيت الفتى ذو حقيبة الظهر البرتقالية؟ |
çocuğu gördün mü, altın saçlı gömlek giyiyordu. | Open Subtitles | هل رأيت الفتى صاحب الشعر الذهبى الذى يرتدى تنوره ؟ |
Selam. Çılgınca gelecek biliyorum ama haberlerdeki çocuğu gördün mü, çukurda sıkışan hani? | Open Subtitles | إسمع، أعلم أنّ هذا يبدو جنوناً، لكن هل رأيت الفتى في الأخبار، العالق في حفرة؟ |
- Sanırım yeni çocuğu gördüm. | Open Subtitles | -أعتقد أنّني رأيت الفتى الجديد |
- Hey, sen - kabuklu - altın çocuğu gördün mü? - Hayır. | Open Subtitles | -أنت ياذا الجلد القشري هل رأيت الفتى الذهبي؟ |
Kırmızı şapkalı şu çocuğu gördün mü? Onu dükkânda görmüştüm. | Open Subtitles | هل رأيت الفتى هناك مع القبعة الحمراء؟ |
- O Japon çocuğu gördün mü? - Ne? | Open Subtitles | ـ هل رأيت الفتى الياباني ـ ماذا؟ |
çocuğu gördün. | Open Subtitles | انت رأيت الفتى, صحيح ؟ |
Hortlak çocuğu gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيت الفتى الشبح؟ |
Scott, sen o çocuğu gördün, Donovan ı. O... senin gibi değildi, değil mi? | Open Subtitles | (سكوت)، لقد رأيت الفتى (دونوفان) إنه لم يكن مثلك، صحيح؟ |