- Belki de kendini öldürmek istemiştir. Belki de yakılmak istiyordu. | Open Subtitles | .ربما أراد أن ينتحر .ربما أراد أن يتم حرقه |
Belki de doktor olmak istiyordu. | Open Subtitles | ربما أراد أن يصبح طبيب. علاوة لذلك أنك تملكين مهبل. |
Belki de katil bizim rasgele karışan ürünler olarak düşünmemizi istedi. | Open Subtitles | ربما أراد القاتل أن نظن أنه تلاعب عشوائي |
Frank'le ilişkinizi biliyordu. Biri bu sırrı saklamak mı istedi? | Open Subtitles | فهي تعلم عن علاقتك مع فرانك ربما أراد أحدهم الإحتفاظ بهذا السر |
Muhtemelen en sevdiği öğrencisini görmek istedi. | Open Subtitles | ..لست أدري ربما أراد فقط أن يستغل وجوده في سيول ليرى تلميذته المفضلة ..تلميذته المفضلة؟ |
Belki de birisinin üzerine atlamasını ve de kendisini kurtarmasını istiyordur! | Open Subtitles | ربما أراد أن يقفز إلى الحوض ويطلب منا أن ننقذه |
Bilmiyorum, Belki de çocuklarla ilgilenecek birine ihtiyaç duydu. | Open Subtitles | لا أعلم، ربما أراد شخصاً للاعتناء بالأطفال |
Belki de istediği bu değildir. | Open Subtitles | ربما ليس هذا ما أراده ربما أراد من الجميع أن يعرف بذلك |
Belki de oyunculara, oyunda üstünlük sağlaması için vermiştir. | Open Subtitles | ربما أراد أن يعطي لاعبيه ميزة محسنة على المنافسة. |
Belki de seni yatağa atmadan önce iyice tanımak için bazı şeyleri ağırdan alıyordur. | Open Subtitles | ربما أراد أن يأخذ الأمور بروية يحاول أن يعرفك قبل أن يأخذك للسرير |
- Belki de kıyım yapmaya niyetlidir. | Open Subtitles | ربما أراد أن يذهب . لتسديد الضربات ، حرفياً |
Adamın Belki de bir bilinmez olarak kalması istendiğinin bir nedeni olacağını hiç merak ettin mi? | Open Subtitles | هل تسائلت لو أنه ربما أراد الأشلاء مجهولة لسبب ما ؟ |
Belki kırılan kalbi yüzünden, Belki de sadece benden kaçmak istediği için. | Open Subtitles | ربما من سكتة قلبيه ربما أراد أن يهرب مني وحسب |
Belki de direkt olarak ana yemeğe geçmek istiyordur. | Open Subtitles | إلّا إذا ربما أراد التوجّه مباشرةً للوجبة الرئيسيّة. |
Belki de kasabadan çıkasıya kadar biraz zaman kazanmak istiyordu. | Open Subtitles | ربما أراد أن يكسب بعض لوقت ليتمكن من الذهاب من البلدة. أجل. |
Belki de sadece bizim tel kesiciyi çalmak istemiştir. | Open Subtitles | ربما أراد أن يسرق قاطع الأسلاك خاصتنا |
Belki de bu şekilde küpür kitabına girmek istemiştir. | Open Subtitles | . ربما أراد أن يدخل فى الكتاب أيضاً |
Ya katil silahlara aşina biri değil ya da zavallı dostumuza büyük acılar çektirmek istedi. | Open Subtitles | أعني، إما أنّ القاتل كان على غير إطلاع بإستخدام الأسلحة أو، حسناً، ربما أراد لهذا الرجل المسكين أن يعاني ألم كبير. |
Dünyaya yeni gelen yavrusu için avlanma içgüdüsü mü harekete geçti yoksa yeni doğum yapan annemin beslenebilmesi için yiyecek bulmak mı istedi bilmiyorum! | Open Subtitles | غريزته الطبيعية للبحث عن طعام لمولوده الجديد ربما قد لعبت دوراً أو ربما أراد تزويد أمي بالغداء التي ولدت الطفل حديثاً. |