| Seni neden terk ettiğini de biliyorum. Dayanamadı. | Open Subtitles | وأعرف سبب رحيلها عنك لم تستطع تحمل الأمر |
| O gittikten sonra birisi eski bir depoyu ateşe vermiş. | Open Subtitles | اتضّح أن أحداً ما أحرق مستودعاً قديماً بعد رحيلها مباشرةً. |
| Gelip merhaba demek için onun gitmesini bekledin. | Open Subtitles | انتظرتَ رحيلها كي تدخلَ وتسلّم عليّ |
| Üzgün olmaya başladığın gün.. ...onun gittiği gün çünkü. | Open Subtitles | ،لأنكِ بدأتِ بالحزن حينها يوم رحيلها |
| Gitmeden önce Bölge Şefi'ne ulaştığından emin ol. | Open Subtitles | تأكد من وصول الشحنة إلى السفينة قبل رحيلها |
| O öldükten sonra hayatına yeniden başlayabilirsin. | Open Subtitles | بعد رحيلها يمكنك أن تبدأ حياتك من جديد |
| Lütfen. Ruhu ne kadar içinde tutarsan, ayrılması da o kadar uzun sürer. | Open Subtitles | أرجوكِ، فكلّما أبقيتِ روحاً بداخلكِ كلّما زاد ما ستأخذه معها في رحيلها. |
| Öldüğü için nefret ediyorum. | Open Subtitles | إنني أكره فكرة رحيلها |
| Bu yüzden kollar ve parmakları terk edene kadar beklemiş ve satranç tahtasına işaret etmesini sağlamış. | Open Subtitles | لذا فقد انتظر رحيلها عن الذراعين والأصابع حتى يستطيع التحكّم بها على رقعة الشطرنج. |
| Ama parayı aldıktan sonra burayı terk edeceğinden emin ol. | Open Subtitles | ولكن احرص على رحيلها فور حصولها على المال. |
| Annesi onu terk etmeden önce kafasının üzerine düşürmüş olmalı o yüzden şimdi öksüz kral olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | لا بدّ أنّ أمّه أوقعته على رأسه قبل رحيلها والآن يعتقد أنّه الملك اليتيم |
| Sanırım polise O gittikten sonra biraz kestirdiğinizi söylemişsiniz. | Open Subtitles | اعتقد انك اخبرت الشرطة بانك أخذت غفوة بعد رحيلها |
| Annen söylerdi o gittikten sonra yeni insanlarla buluşmalıymışım. | Open Subtitles | لقد قالت أمك علي أن أقابل أشخاصاً جدد بعد رحيلها |
| O yanımdayken bunu fark etmemiştim ama o gittikten sonra farkına vardım. | Open Subtitles | , لم اكتشف هذا بينما كانت هي معي , لكني فهمت بعد رحيلها |
| Onunla konuşma fırsatımız olmadan gitmesini istiyordu ve ve onların ne derlerdi ona? | Open Subtitles | أراد رحيلها قبل أن تسنح لنا الفرصة بالتحدّث إليها و اكتشاف بأنه و هي يقيمان ما تسميانه ... |
| Onun gitmesini istediğimi sanıyordum. | Open Subtitles | لقد اعتقدت اني اردت رحيلها |
| Karısının gittiği gün onunla şehirler arası konuşma yaptıysa, kadın Merritsvill'e vardığında, niye kart atıp Merritsvill'e vardım dedi? | Open Subtitles | والآن , إذا كان يتصل بزوجتة من مسافة بعيدة فى يوم رحيلها "بعد أن وصلت إلى "مريتسيفيل لماذا كتبت بطاقة لتخبرة بأنها وصلت إلى "مريتسيفيل" ؟ |
| Gitmeden hemen önce onunlaydım. | Open Subtitles | لقد كنت معها قبل رحيلها مباشرة |
| Annen öldükten sonra baban da benim hakkımda böyle düşününce... | Open Subtitles | ومع رحيلها... وشعوره بتلك الطريقة تجاهي... |
| Lütfen. Ruhu ne kadar içinde tutarsan, ayrılması da o kadar uzun sürer. | Open Subtitles | أرجوكِ، فكلّما أبقيتِ روحاً بداخلكِ كلّما زاد ما ستأخذه معها في رحيلها. |
| gidişi tam bir felaketti. Benim için de öyle. | Open Subtitles | لقد كان رحيلها فاجعة، وبالنسبة لي كذلك. |
| Gitmesinin sebebi bu değil, biliyorum. | Open Subtitles | هذا ليس سبب رحيلها. أنا أعلم ذلك. |
| Bu doğru değil. Ayrıldığında yıkılmıştım. | Open Subtitles | ذلك بهتان عند رحيلها كنت مضطرب من هول الصدمة |