| tepki, serbest dolaşan hidrojen gazını patlatacak kadar şiddetli olur. | Open Subtitles | ردّ الفعل عَنيف جداً بِحيث يُشعلُ غازُ الهيدروجينِ المُحرّرِ. |
| Etkiye karşı eşit ve zıt tepki. | Open Subtitles | هو ردّ الفعل المساوي والمعاكس له بالاتّجاه |
| Bu gece bize tek gereken, bilinç göstergesi bir tepki. | Open Subtitles | كُلّ ما نَحتاجُ اليه اللّيلة، ردّ الفعل الواعي المعيّن! |
| Bu hiç beklediğim tepki değil. | Open Subtitles | الذي فقط لَيسَ ردّ الفعل تَوقّعتُ. |
| Peki, beklediğim tepki tam olarak bu değildi. | Open Subtitles | حسناً , ليس ردّ الفعل الذي كنت أبحث عته |
| Belki de vücudu tepki gösterdi. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا هو فقط كَانَ عِنْدَهُ a ردّ الفعل السيئ إليه؟ |
| Tüm bu olay aşırı tepki. | Open Subtitles | المشكلةُ بأكملها مبالغةٌ في ردّ الفعل |
| İlham verici bir şey duyduğunuzda, biraz tepki vermeniz gerekir. | Open Subtitles | أريد نوع من ردّ الفعل عندما أقول موعظة |
| tepki verme devri bitti. | Open Subtitles | اكتفينا من ردّ الفعل. |
| - tepki süresi artar. - Christopher, buraya gel. | Open Subtitles | في ردّ الفعل - كريستفر)، اقترب) - |