| Maura'ya, ona rüşvet vermek zorunda olduğumu fark etmediğimi... | Open Subtitles | اخبر مورا انني لم ادرك انه يجب علي رشوتها بعقد ماسي |
| Ama ona sevdiği şeyleri rüşvet olarak veriyorum, ya da bir şeyler öğrenmek için onunla | Open Subtitles | ولكنني رشوتها بأشياء تحبها أو بلعب لعبة التخمّين معها |
| Veya rüşvet almış. Size ne verdi o adam? | Open Subtitles | أو تم رشوتها هو قدم لك شيئا، أليس كذلك؟ |
| Bu takas demektir. Ona rüşvet verdin. | Open Subtitles | هذا شيء مقابل شيء آخر أنت رشوتها |
| - Bethany rüşvet almayı sevmemiş. Ablamın kaskı da oradaydı. | Open Subtitles | على ما يبدو أن (بيثاني) لم تحب أن تتم رشوتها |
| Ona rüşvet verdiğini sana söylememiştir sanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنها لم تخبرك بشأن رشوتها له |
| Biz bir kurumuz. Bize rüşvet veremezsiniz veya gözümüzü korkutamazsınız. | Open Subtitles | نحنُ هيئة لا يمكن رشوتها أو إرهابها |
| O lokantada ona rüşvet olarak dünya seyahati önermeğe çalışmıştın. | Open Subtitles | حيث حاولت رشوتها برحلة عالمية |
| Hiç uyumazlar ve rüşvet kabul etmezler. | Open Subtitles | إنها لا تنام، ولا يمكن رشوتها |
| Çünkü artık, bir önceki suçlamalarının yanında bir de Oksana Shegolivich Siobhan Martin'in ona rüşvet vermeye çalıştığını iddia ediyor. | Open Subtitles | (أوكسانا شيغوليفيش) تقول أنّ (شيفون مارتن) حاولت رشوتها. |
| Ona rüşvet verdin. | Open Subtitles | بل رشوتها |