| Kolumda ve bacağımda 30 kadar mermi saçması kafamda da bir kurşun vardı. | Open Subtitles | و ما يناهز الثلاثون شظيه فى ساقى و ذراعى و رصاصه اخرى فى رأسى |
| Kılavuzun cesedi bulundu. Kafasında Smythe'in silahından çıkan kurşun vardı. | Open Subtitles | وفى تطور مفاجىء وجدت رصاصه مصدرها مسدس سمايث فى جمجمة مُرشده |
| Ofiste oturup, birilerinin ölüm emrini vermekle bir insanın kalbine bir kurşun sıkmanın, hiç bir farkı yoktur, inan bana. | Open Subtitles | الجلوس في المكتب واعطاء اوامر للآخرين بالقتل ليس مختلفا عن وضع رصاصه في قلب رجل |
| O cesetlerden birini bulacağız ve senin silahına uyan bir mermi bulunmasını sağlayacağım. | Open Subtitles | سنجد جثه من تلك الجثث وسأعمل ان اتأكد ان بها رصاصه تطابق سلاحك |
| Yanan bir binaya balıklama dalmaya ya da bir kurşunun önüne geçmeye tereddüt etmiyorsun. | Open Subtitles | انك لم تتردد ان تقحم نفسك داخل مبني محترق او تقفذ امام رصاصه لان لا شيء يستطيع ان يخترق جسدك الفولاذي |
| Sorun birinin ölmüş birinin kalçasından vurulmuş ve bir diğerinin de konuşmuyor olması. | Open Subtitles | احدهم مصاب رصاصه فى قدمه والاخر لايريد ان يتكلم |
| Hayır, hiç kurşun atmadım, ancak... | Open Subtitles | وماذا عنك ؟ لا, لم أُصب بأى رصاصه, ولكنى 000 |
| Bütün bildiğim o seken bir kurşun... ve bir erkeğe isabet ettiğinde onun sen olmayacağından emin olmalıyım. | Open Subtitles | كل الذي أعرفه أنها رصاصه منطلقه وينبغي عليّ أن أكون متأكده فحسب أنه عندما تضرب رجلاً، لايكون أنت |
| Şey, patronum öldü hala yarınki maça bilet bulamadım, ve kıçımda lanet bir kurşun deliği var. | Open Subtitles | رئيسى قد مات ولا أستطيع الحصول على تذكره لمباراة الغد كما أننى إصابه فى مخرتى بسبب رصاصه |
| Beni işbirliği yapmaya ikna edebileceğini düşünüyorsan, ense alacağın şey bir kurşun değil bir şaplak olur. | Open Subtitles | اتظن انه بامكانك ان تقنعني بالتعاون ستحصل على فرصه للعوده بدلا من رصاصه |
| Bu hızla, kurşun göğüs kafesinden geçer geride kırılmamış kemik bırakmaz. | Open Subtitles | حسناً, على تلك السرعه رصاصه تمر عبر القفص الصدري بدون أن بكسر عظمه واحده |
| Sırf paintball oynuyor diye az kalsın bir çocuğun kafasına kurşun sıkacaktım. | Open Subtitles | كدت أن أضع رصاصه في رأس أحدهم لأنه يلعب كرة الطلاء |
| Ona iki seçenek sundum. Şimdi bir kurşun alacaksın ya da ödüllendirileceksin. | Open Subtitles | لقد خيرته بين رصاصه الآن أو ميدالية بعد انتهاء الحرب |
| Bütün eski askerlere sorun, atıcılık tarihinde... hiç bu kadar gülünç bir mermi olmamıştır. | Open Subtitles | أي طبيب بيطري يمكنه أن يقول لكم أنه لم يحدث في تاريخ إطلاق النار أن وجدت رصاصه بهذه المسخرة |
| Duygu yok, panik yok. mermi kovanları topluyor. | Open Subtitles | دون عواطف دون ذعر التقط بقايا رصاصه النحاسي |
| Eğer mermi delip geçerse, acıyı hissedebilmen için, bazen 10 dakika geçmesi gerekiyormuş. | Open Subtitles | ان دخلت بك رصاصه فستأخذ عشرة دقائق قبل ان تشعر بالالم |
| Yalnızca bir mermi onun kötü sonunu getirmeye yetecektir. | Open Subtitles | بدون اطلاق رصاصه واحده , هو وضع نهايه للشر فى نفوسنا |
| Clark, yanan bir binaya balıklama dalmaya ya da bir kurşunun önüne geçmeye tereddüt etmiyorsun. | Open Subtitles | كلارك انك لم تتردد ان تقتحم مبني محترق او تقفذ امام رصاصه لان لا شيء يمكنه اختراق جسدك الفولاذي |
| Genç Benji vurulduğunda gelecekteki Benji de nedensellik değişkeninden dolayı vurulmuş olmalı. | Open Subtitles | لذلك , بنجي الاصغر عندما يتلاقي رصاصه , بنجي المستقبل يجيب بكل تأكيد ان يتلاقي رصاصه |
| Beck, cephaneni koru, birkaç gün aç kalıp başıboş dolaştıktan sonra son mermiyi yemek isteyeceksin. | Open Subtitles | بيــك , وفر ذخائرك بعد ايام قليله من التجول جائعاً هنا.. سوف تريد ان تأكل آخر رصاصه لديك. |
| Muhtemelen içinde bir tuz kurşunu olduğundan sana tuzlu gelmiyor. | Open Subtitles | ربما يُعجبك مذاق الملح لأنه توجد رصاصه من الملح بداخلك |
| Bozuk bir kurşundu. Yüzde 50 şansın vardı. | Open Subtitles | لقد كانت رصاصه وهميه و بالتالى أنت حصلت على الفرصه للحياه |