| Az önce dönünce kalçalarını gördüm, ve o olduğunu anladım. | Open Subtitles | عندما إلتفت الآن و رَأيتُ ساقها ، عَرفتُ بأنّها هي. |
| Hayır. Onlardan hapishanede yeterince gördüm. Bırak dırdırı, yoksa canını acıtırım. | Open Subtitles | رَأيتُ الكثير مِنهن في السجنِ ، توقف عن مُضايقتي أو أُؤذيك |
| Seni tedle restorantın dışına doğru hızlı hızlı çıkarken gördüm. | Open Subtitles | حَسناً، أنا فقط رَأيتُ بأنّك تُسرعُ خارج المطعمِ مَع تيد. |
| İlk olarak burada o lanet ponponlarından birini görmüştüm. | Open Subtitles | أَتذكّرُ أول شيء رَأيتُ أسفل هنا كَانَ أحد تلك الكلابِ الملعونةِ. |
| Bu sabah aynaya baktığımda gördüğüm o kadar çok hoşuma gitti ki, öpmeden edemedim. | Open Subtitles | هذا الصباحِ، نَظْر في المرآةِ، تَمتّعتُ بما رَأيتُ كثيراً , أنا لا أَستطيعُ أَنْ أُمزّقَ نفسي بعيداً. |
| Daha önce nefesimi kesecek kadar yakışıklı birini hiç görmedim | Open Subtitles | أنا أبداً مَا رَأيتُ أي حاجة جميلة جداً هو سيُذهلُي |
| Azizlerin ve İsa'nın yolunda ölenlerin sarhoş olan kadınlar gördüm. | Open Subtitles | وأنا رَأيتُ النِساءَ سكراناتَ بدمِّ القديسين وبالدمِّ شهداءِ السيد المسيح. |
| Ve O bilmiyor, ama otelde kızı öperken gördüm onu. | Open Subtitles | وهو لا يَعْرفُه، لَكنِّي رَأيتُ يُقبّلُ هذه السيدةِ في الفندقِ. |
| Tam iki dakika önce burada dikilen bir adam gördüm. | Open Subtitles | لَيسَ قبل دقيقتين رَأيتُ رجلِ واقف بالضبط هنا. |
| Ah, hanımım, öyle şeyler gördüm ki, anlatmaya utanıyorum. | Open Subtitles | أوه،أنسة،هناك أشياء رَأيتُ بأنّني خجلانة ان اقولها ُ |
| Daha önce Washington DC'de bulundum okulları ve varoşları gördüm biz onları eğitmeye çalışıyoruz ve siz bizim programlarımızı ele geçirmeye çalışıyorsunuz | Open Subtitles | أنا قَدْ كُنْتُ في واشنطن العاصمة وأنا رَأيتُ المَدارِسَ وأحياء الأقليات ونحن نُحاولُ أن نثقف الناس |
| Sanırım Hubie Marsten'i gördüm boynundan asılmış olarak. | Open Subtitles | أعتقد اني رَأيتُ هوبي مارستون مشَنْوق من رقبتِه. |
| İşkence edilen ruhlar gibi görünen ağaçlar gördüm. | Open Subtitles | رَأيتُ الأشجارَ التي تَبْدو مثل الأرواح المُعَذَّبة. |
| Çocukları da provada gördüm. | Open Subtitles | أنا رَأيتُ الأولادَ يَتدرّبونَ لمسرحيّةِ المدرسةَ. |
| Öyle şeyler gördüm ki sizi bem beyaz yapar. | Open Subtitles | منذ أن إنضممتُ إلى هؤلاء الرجالِ، رَأيتُ تغوّطاً الذي سَيَدُورُك أبيضَ. |
| Sanırım üçüncü mağaraydı, ben... Bunu gördüm. | Open Subtitles | وعندما خَرجت، أعتقد أنه كان الكهف الثالث, رَأيتُ هذه |
| Keşke şimdi New Jersey'de olsaydım çünkü bunun olacağını görmüştüm. | Open Subtitles | أَتمنّى بأنّني كُنْتُ في نيو جيرسي الآن، ' يَجْعلُ أنا رَأيتُ هذا المجيئ، حَسَناً؟ |
| Arabasında bazı kağıtlar görmüştüm galiba. | Open Subtitles | يَبْدو لي، أنني رَأيتُ بَعْض الأوراق في الشاحنة |
| Burayı ilk gördüğüm anı hatırlıyorum. | Open Subtitles | أَتذكّرُ المرة الأولى التي رَأيتُ فيها هذا المكانِ |
| Polis memuru olduğum onca zamandan sonra, böyle büyük bir ihmalkarlık görmedim. | Open Subtitles | في كُلّ سَنَواتِي كشرطي، أنا أبداً مَا رَأيتُ مثل هذا الإهمالِ الإجماليِ. |
| 1 2 yıldır seks sahnesi görmemiştim. | Open Subtitles | أبداً مَا رَأيتُ احد يَعِيشُ يَنُوبُ عن 12 سنةِ. |
| Penceremde birini gördüğümü sandım, ama galiba kendimi fazla kaptırmışım. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنّني رَأيتُ شخص ما على نافذتِي، لَكنِّي حْزرُت بأنّني حذفته |
| O mantar bulutu gördüğümde aklıma ilk gelen oydu. | Open Subtitles | هذا كان أول شيء فكّرتُ به عندما رَأيتُ غيمةِ الفطرِ |
| Babanla Sherry'nin ne yaptığını görünce notaya kendim bastım. | Open Subtitles | وعندما رَأيتُ ما أَبَّ وشيري كَانتْ تَعْملُ هناك، ضَربتُ المُلاحظةَ بنفسي. |
| -Baba, görevi TV'den izledim | Open Subtitles | رَأيتُ المهمّةَ على التلفزيونِ بَدت خطرة |
| Bir keresinde bir gay pornosu izlemiştim, yarısına kadar... | Open Subtitles | رَأيتُ دعارة مرّة واحدة .لَمْ أَعْرفْ حتى نصف الطريقِ |