| O yüzden eline geğirdiğinde patlayacak şekilde tetiklenmiş başka bir bomba daha yerleştirdim. | Open Subtitles | أعلم، ولذلك زرعتُ قُنبلة أخرى مُعدّة لتنفجر في كل مرة يتجشأ على يده |
| Çipimin yakınlarında, kafatasımın üstüne bir patlayıcı yerleştirdim. | Open Subtitles | لقد زرعتُ مادّة متفجّرة في جمجمتي قرب رقاقتي |
| Milli gelirler idaresinin ana bilgisayarına bir virus yerleştirdim herkesin vergi beyanından biraz para aşırdım. | Open Subtitles | زرعتُ فيروس في حاسبة مصلحة الضرائب المركزية نزعتُ بنس من عائد ضريبة كُلّ شخص |
| Geçme Namık Kemal Köprüsü'nden ürkütürsün vakvakları ananın şeysine çam diktim git topla kozalakları. | Open Subtitles | لا تعبروا جسر نامق كمال وإلا أخفتم البطة زرعتُ ورقة صنوبر في فرج أمك ثم وضعتها في عربة |
| Bir tohum ektim ve onu izledim, onun için dua ettim. | Open Subtitles | لقد زرعتُ البذور، ورعيتها وصليتُ من أجلها |
| Ayrıca tavuğun içine bir tümör yerleştirdim. | TED | لقد زرعتُ ورمًا في قطعة الدجاج. |
| Çipimin yakınlarında, kafatasımın üstüne bir patlayıcı yerleştirdim. | Open Subtitles | -لقد زرعتُ مادّة متفجّرة في جمجمتي، قرب رقاقتي، إنها كميّة صغيرة، لكنّها كافية! |
| Üssün çeşitli bölgelerine patlayıcı yerleştirdim. | Open Subtitles | لقدْ زرعتُ متفجرات حول القاعدة |
| Dinleme cihazı yerleştirdim. | Open Subtitles | زرعتُ جهاز تنصّت. |
| Kameraları yerleştirdim, bay Reese. Aramaya başlıyorum hemen. | Open Subtitles | "لقد زرعتُ الكاميرا، سيد (ريس) سأبدأ بالبحث" |
| Ben de çip yerleştirdim. | Open Subtitles | زرعتُ الرقاقة. |
| Zehirli meşe diktim. | Open Subtitles | زرعتُ البلّوط السام |
| Sadece tohumları ektim diyelim. | Open Subtitles | دعيني أقول أني قد زرعتُ الفكرة فحسب |