| İşe alma ayrıcalıklarınıza izin vereceğim çünkü olmanızı istediğim gibi biri olacaksınız. | Open Subtitles | سأسمح لك بالحفاظ على امتيازات التوظيف لديك بسبب كونك الرجل الذي أعتقده |
| Gönlünü almak için söyleyeceğim şu lakap birini seçmene izin vereceğim: | Open Subtitles | كاعتذار , سأسمح لك ..أن تختار من الألقاب التالية |
| Sırf paran olduğunu bildiğim için kalmana izin vereceğim. | Open Subtitles | سأسمح لك باستئجار الغرفة لأنك تحمل المال |
| Uğruna çalıştığımız her şeyi sabote etmene izin vereceğimi mi sandın? | Open Subtitles | هل تظن انني سأسمح لك بتخريب كل شيء عملنا من أجله؟ |
| Onları tutuklayan ekipte olmana izin vermeyeceğim, ama tutuklandıklarında oraya gitmene izin veririm. | Open Subtitles | لن أسمح لك بالانضمام لفريق التدخل لكنني سأسمح لك بالدخول حينما تمضي الأحداث |
| Onu sakinleştir ve ben de terminale girmene izin vereyim. Hayır. | Open Subtitles | قم بتهدئته وحسب وأنا سأسمح لك بالعودة لمحطة الوصول |
| Bu defa gitmene izin veriyorum ama bir daha yapma. | Open Subtitles | سأسمح لك بالذهاب هذه المرة ولكن لا تفعل ذلك مرة أخرى. |
| Belki topladığın parayı almana izin veririm. | Open Subtitles | ربّما سأسمح لك بالإحتفاظ بالمال الذي ستجنيه |
| Normalde okulu ekmene izin verirdim ama bugün bir aşevinde gönüllüyüm. | Open Subtitles | عادة كنت سأسمح لك بغياب هذا اليوم لكن أنا متطوع اليوم لاعطاء الفقراء الشربه |
| Askerlerimin yaptığı hataların telafisi olarak Kralın Şehri'ne gitmenize izin vereceğim. | Open Subtitles | سأسمح لك بالذهاب الى ارض الملوك كتعويض عن اخطاء جنودي |
| Evlat, Dünya'ya dönüp 5 dakika daha yaşamana izin vereceğim. | Open Subtitles | "سأسمح لك بالعودة إلى الأرض وأن تعيش "لمدة خمس دقائق |
| Askerlerimin sebep olduğu zararın tazmini olarak Kralın Şehri'ne gitmene izin vereceğim. | Open Subtitles | سأسمح لك بالذهاب للعاصمة كتكفير عن الخطأ الذي إرتكبه جنودي |
| Ama müvekkilinize bir teklif götürmenize izin vereceğim. | Open Subtitles | ولكن ما سأسمح لك به هو ان تأخذ عرض لموكلك |
| Burada olmana izin vereceğim ama bu odada değil yoksa başka bir şey yapmayacağım. | Open Subtitles | سأسمح لك بالبقاء هنا، لكن ليس بهذه الغرفة، وإلا فلن أتابع أعمالي |
| Merak etme Havuç, silmene izin vereceğim. 48 saat içinde. | Open Subtitles | لا تقلقي ياجزرة سأسمح لك بمحوها خلال 48 ساعه |
| Sizin ya da başka birinin bunu benim elimden almasına izin vereceğimi mi sanıyorsunuz? | Open Subtitles | أتظن أنني سأسمح لك أو لأي شخص آخر بأن يحرمني من ذلك؟ |
| Elveda öpücüğü vermeden gitmen izin vereceğimi mi düşündün? | Open Subtitles | هل تعتقد بأنني سأسمح لك بالرحيل بدون قُبلة الوادع؟ |
| Hastamın yanına yaklaşmana izin vereceğimi düşünüyorsan aklını kaçırmış olmalısın. | Open Subtitles | عن سبب عدم رغبتها بممارسة الجنس لقد جننت ان كنت تظن انني سأسمح لك بالاقتراب من مريضتي |
| Cici çocuk olursan beyazlarla yemene izin veririm. | Open Subtitles | كن ولداً جيداً , و ربما سأسمح لك بالأكل مع الأخرين غداً |
| Onu sakinleştir ve ben de terminale girmene izin vereyim. | Open Subtitles | قم بتهدئته وحسب وأنا سأسمح لك بالعودة لمحطة الوصول |
| Eğer çok dikkatli olacaksanız tanığınıza soru sormanıza izin veriyorum. | Open Subtitles | سأسمح لك أن تستكمل إن كنتَ بالحرص الكافى |
| Eğer denememe izin verirsen özrünü geri almana izin verebilirim. | Open Subtitles | سأسمح لك بأن تستعيد إعتذارك إن سمحت لي بذلك |
| Hiç düşündün mü? Onunla, bir bilinmezde sefalet çekmene nasıl izin verirdim? | Open Subtitles | لا تعتقدين اني كنت سأسمح لك بأن تموتي من الجوع معة في الضباب |