| İnsanlar facialardan sıkıldı. Seks hakkında yazamayacağını biliyoruz. | Open Subtitles | سئم الناس من المآسي، نعرف أنك لا تجيدين كتابة مقال جيد عن الجنس |
| Yok artık. Belki de başkalarının cinayetlerini yazmaktan sıkıldı ve kendisininkini işlemeye karar verdi. | Open Subtitles | حسناً، ربّما سئم من الكتابة حول جرائم قتل الناس الآخرين، وقرّر إرتكاب واحدة بنفسه. |
| Sanırım şu an ikimizden de bıkmış durumda. Özellikle benden. | Open Subtitles | أظن أنّه سئم منّا نحن الإثنين الآن، ولكن منّي أنا أكثر |
| İkinci adam olmaktan bıkan ilk adam ben miyim sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظنين أني أول رجل سئم من كونه على الجانب؟ |
| İnsanların çoğu sokaklarda işlenen suçlardan artık bıktı. | Open Subtitles | سئم معظم الناس وأعياهم الإشمئزاز من كثرة الجرائم في الشوارع. |
| Bill maher der ki "Bana güzel bir kadın göster sana onunla yatmaktan sıkılan bir koca göstereyim." | Open Subtitles | "بيل مارس " يقول أرني امرأة جميلة أو أرني زوج سئم من النوم معها |
| Striptiz Kulübünün sahibi "B" grubunu kullanmaktan bıkmıştı ve ekibini almak için gelmişti. | Open Subtitles | لقد سئم صاحب النادى من فرقته الإحتياطية لذا عاد إلى الفرقة الأساسية |
| Denilene göre Ulysses Penelope'yi görmek için eve dönmüştü, ama belki de Ulysses Penelope'den fena halde sıkılmıştı. | Open Subtitles | يدور حول عودة عوليس إلى بينلوب لكن ربما هو كان قد سئم منها لذلك ذهب إلى حرب طروادة |
| Belki nihayet benden sıkılmıştır. | Open Subtitles | ربما سئم مني أخيراً |
| Sürekli senin için bahaneler uydurmamdan sıkıldı ben de seni kendi oyununla alt etmeye karar verdim. | Open Subtitles | لقد سئم من إيجادي لأعذار لكِ لذا قررت الإيقاع بكِ بلعبتكِ |
| Sadece onunla oynamanızdan sıkıldı hepsi bu. | Open Subtitles | لقد سئم من عبثكَ معه، هذا كل ما في الأمر |
| Eh, insanlığın bu üyesi manipüle edilmekten artık sıkıldı. | Open Subtitles | حسنًأ, إن هذا الرجل بالتحديد قد سئم التلاعب به. |
| Eh, insanlığın bu üyesi manipüle edilmekten artık sıkıldı. | Open Subtitles | حسنًأ, إن هذا الرجل بالتحديد قد سئم التلاعب به. |
| Anlaşılan biri de yemekhane yemeklerinden bıkmış. | Open Subtitles | يبدو أن هناك شخصاً قد سئم طعام المقصف |
| Bu insanların itip kakmalarından bıkmış usanmış birisi. | Open Subtitles | شخص ما سئم من دفع هؤلاء الناس له طوال الوقت . |
| Mahallede bu saçmalıktan bıkan bir tek biz değilizdir anlarsın ya. | Open Subtitles | لا يُمكننا أن نكون الأشخاص الوحيدون في هذا الحي سئم من هذا الهراء، كما تعلمين. |
| Hayranlar, daha sarhoş olamadan biten boks maçlarından bıktı artık. | Open Subtitles | لقد سئم المشجعون من المباريات التي تنتهي، قبل حتى أن يثملوا. |
| Ömrü boyunca bu oyundan sıkılan yaşlı bir adam yapar. | Open Subtitles | رجل كبير السن سئم من هذه اللعبة. |
| Hayır, kirli don giymekten bıkmıştı. | Open Subtitles | لا، لقد سئم الملابس الداخلية المتسخة. |
| Biri artık onun bu zulmünden çok sıkılmıştı ve onu öldürdü işte. | Open Subtitles | هنالك شخصا" ما قد سئم من الوغد السمين وقتله ,ذلك ماحدث في ذلك الصيف |
| Belki de iyi adam olmaktan sıkılmıştır. | Open Subtitles | ربما سئم من الاستقامة. |
| Ama artık çalı çırpı liginde oynamaktan yoruldu. | Open Subtitles | لكنّه سئم من اللعب مع الأطفال. |
| Herhalde beklemekten sıkılmış. | Open Subtitles | أعتقد أنّـه سئم من الإنتظـار سوف نتّـصل بـه عندمـا يصل إلى المنزل |