|        Onu açık farkla yenme, yoksa rövanş isteyemem.        | Open Subtitles |         لا تهزمة هزيمة ساحقة حتى يقبل أن يلعب ثانية , حسناً ؟        | 
|        Koltuğunuzu geri kazanmak adına bu yarışa girdiniz mi bence büyük farkla kazanırsınız.        | Open Subtitles |         إن سعيتَ لاستعادة منصبك.. أعتقد أنك ستفوز بأغلبية ساحقة        | 
|        Radyoda milyon defa çaldıklarında ve hit olduğunda çok seveceğim.        | Open Subtitles |         مجرد ما تسمع في الإذاعة مليارات المرّات و تحقق شهرةً ساحقة بعد ذلك سوف احبها        | 
|        Buna smaç denir. Oyunu böyle kazanırsın.        | Open Subtitles |         انها تسمى ضربة ساحقة انها الطريقة كي تفوزي        | 
|        Peru'nun kaybettiği toprakları geri alma sözü vererek kazandı.        | Open Subtitles |         لقد فاز في الانتخابات بأغلبية ساحقة لأنه وعد ان يرجع البيرو كما كانت للناس        | 
|        Eğer bu gün seçim yapılsa, Sol ezici bir çoğunlukla iktidar olacak.        | Open Subtitles |         لو أجريت الانتخابات اليوم سيفوز اليسار بأغلبية ساحقة        | 
|        Rüyalardaki duygular insanı ezer geçer.        | Open Subtitles |         في الأحلام ، العواطف ساحقة.        | 
|        Buraya gel Ezer-minatör!        | Open Subtitles |         تعالي يا "ساحقة"!        | 
|        Koltuğunuzu geri kazanmak adına bu yarışa girdiniz mi bence büyük farkla kazanırsınız.        | Open Subtitles |         إن سعيتَ لاستعادة منصبك.. أعتقد أنك ستفوز بأغلبية ساحقة        | 
|        Henry Martin,meclis üyeliğini büyük bir farkla kazandı.        | Open Subtitles |         (هنري مارتن), يفوز بمقعد في البرلمان كعضو مجلس المدينة بأغلبية ساحقة.        | 
|        Min-ho, bence bu bir hit olacak.        | Open Subtitles |         يامخرج،اعتقد انها ضربة ساحقة للسنما        | 
|        Yalnızca ben bir hit yaparsam.        | Open Subtitles |         فقط إن جعلتها أغنية ساحقة.        | 
|        360 derece dönere smaç basabilir miyim?        | Open Subtitles |         أنتِ تعرفين الإجابة هل أستطيع أن أسجل ضربة ساحقة ؟        | 
|        Smaça gidiyorum. Tamam, smaç değil.        | Open Subtitles |         انا قادم من اجل رمية ساحقة حسنا , ليست ساحقة        | 
|        ...ve Nixon elde ettiği bölgesel çoğunluk sayesinde ikinci dönemi kazandı.        | Open Subtitles |         وفاز (نيكسون) بفترة رئاسة ثانية بأغلبية ساحقة        | 
|        Thatcher, büyük bir çoğunluk sayesinde 1983 seçimlerini kazandı.        | Open Subtitles |         فازت (ثاتشر) بأنتخابات 1983 بأغلبية ساحقة        | 
|        Besinini güneşten sağlayan bir canlı için ışığı bulmayı mümkün kılmak ona ezici bir üstünlük sağlar.        | Open Subtitles |         و هذا مامكنها من إكتشاف الضوء. أفضلية ساحقة لكائن يحصد ضوء الشمس ليصنع الغذاء.        | 
|        Perşembe günü de Kongre, Başkan Yardımcılığınızı ezici bir çoğunlukla onaylayacak.        | Open Subtitles |         ومن ثم تعالي يوم الخميس، سيمنحك الكونغرس تثبيتاً كنائب الرئيس، بأغلبية ساحقة        | 
|        #Kazanır her zaman, ezer geçer#        | Open Subtitles |         \fsp0\ybord0\alphaHFF)}ينتصر، دائما ينتصر، بأغلبية ساحقة        | 
|        Allaan belası, Ezer-minatör!        | Open Subtitles |         تباً يا "ساحقة"!        |