| Sakince Yukarı giden ben olacağım. | Open Subtitles | حسناً ، ستكون انا التي ستصعد إلى الاعلى بهدوء |
| Yukarı fırlayacak bir ağırlık var ve görevi hayalarıma vurmak. | Open Subtitles | كما ترى، لدينا كرة حديدية ستصعد للأعلى وهو من المفترض أن تضربني في الخصيتين |
| Bu yüzeye doğru bir akım olmadığı anlamına Geliyor Ve esasında yiyecek de olmadığı anlamına Geliyor | TED | فإن ذلك يعني أنه ليس هناك مياه ستصعد من قاع البحر إلى سطحه و لن يكون هناك بالأساس أية مواد غذائية |
| Sonra da kadınların sana fiyat biçeceği bir sahneye çıkacaksın. | Open Subtitles | وبعدها ستصعد إلى المنصة . بينما يزايد عليك النسوة |
| Her şekilde 3 saat sonra o uçağa bineceksin, | Open Subtitles | ستصعد لتلك الطائرة بظرف 3 ساعات بكل الأحوال، |
| Buraya çıkıp size, gideceğimizi haber vereceğini söylemişti. | Open Subtitles | لقد قالت أنها ستصعد إلى هُنا وتُخبركبأنناراحلون. |
| Hiç kimse tabii Warren Buffet ya da Jimmy Buffet degilsen bir hissenin artmasi, düsmesi, durmasi ya da döngü içine girmesini kestiremez. | Open Subtitles | حتى لو كنت (وورن بافيتور (لو كنت (جيم بافيت لا أحد يعرف إن كانت الاسهم ستصعد أو تنزل أو تدور في دوائر |
| Sürekli yükselirsin, yükselirsin ve asla inmezsin! | Open Subtitles | ستصعد للأعلى وأعلى وأعلى .. ولن تنزل أبداً |
| Üzerini değiştirmek için Yukarı çıkınca otobüsü kaçıracaktın, işe 10 dakika daha geç gelecektin ve o zamana kadar biz gitmiş olacaktık. | Open Subtitles | و ستصعد مُجدداً لتُبدل ثيابكَ و لذا ستفوتك الحافلة عندها ستصل للعمل |
| Ama artık konuşman bittiğine göre Yukarı çıkıp müteahhiti arayabilirsin. | Open Subtitles | والآن بعدما إنتهيت، ستصعد لأعلى وتتصل بالمقاول |
| Bu akşam durmayacak. Annen birazdan Yukarı gelecek tatlım. | Open Subtitles | ليس الليلة، لن يبقى معك ستصعد والدتك إليك قريباً يا عزيزي |
| "Yukarı çık" dersem, gelirsin. Ama "Tamam. Yukarı çıkabilirsin" dersem, hemen toz ol! | Open Subtitles | لو قلت "اصعد" ستصعد لو قلت "يمكنك الصعود" تهرب، مفهوم؟ |
| Çok ilginç misafirlerimiz Geliyor general. | Open Subtitles | هناك صحبة شيقة ستصعد الينا يا جنرال |
| Bunu doldurmamız oraya çıkıp çalınan malımızı alacağınız anlamına mı Geliyor? | Open Subtitles | وبملئي هذه، سيعني أنّك ستصعد إلى أعلى -لإستعادة ممتلكاتنا المسروقة؟ |
| Ne derdin var bilmiyorum Williams, ama o sahneye çıkacaksın ve saatlerdir seni bekleyen bu insanlara güzel bir gösteri yapacaksın. | Open Subtitles | لا أعرف ماذا يحدث لك يا "ويليامز"، لكنك ستصعد على ذلك المسرح، وستمنح هؤلاء الأشخاص، ما أتوا إلى هنا ليأخذوه منك. |
| Ling'in adamlarını geçtikten sonra merdiveni çıkacaksın. | Open Subtitles | , [والآن، عندما تجتاز فتيان [لينغ ستصعد على تلك السلالم |
| Kaybedeceğin bir tartışmayla zaman mı kaybedeceksin yoksa bisiklete mi bineceksin? | Open Subtitles | هل ستضيع وقتك بالجدال لأنك ستخسر أو ستصعد بدراجتي؟ |
| Dur biraz. Saatte 140 km hızla giden bir trene nasıl bineceksin? | Open Subtitles | انتظر، كيف ستصعد على متن قطار بحقّ السماء والذي يسير بسرعة 145 كيلومتر في الساعة؟ |
| Yarın sabah, sen ve arkadaşların... dağlara çıkıp oyun oynayacaksınız beni anladın mı? | Open Subtitles | غداً صباحاً ستصعد أنت ورفاقك إلى الجبال وتلعبون أتسمعني |
| Hic kimse tabii Warren Buffet ya da Jimmy Buffet degilsen bir hissenin artmasi, dusmesi, durmasi ya da dongu icine girmesini kestiremez. | Open Subtitles | حتى لو كنت (وورن بافيتور (لو كنت (جيم بافيت لا أحد يعرف إن كانت الاسهم ستصعد أو تنزل أو تدور في دوائر |
| Çünkü bir kez elde ettiğinde besin zincirinin en tepesine yükselirsin. | Open Subtitles | لأنك بمجرد أن تمتلكها ستصعد إلى قمة السلسة الغذائية |
| Yukarı mı çıkıyorsun? | Open Subtitles | هل ستصعد إلى فوق؟ |
| Buraya böyle girip, beni bu şekilde nasıl sıkıştırırsın, James? | Open Subtitles | كيف ستصعد هنا وتسدّني فوق مثل هذا، جيمس؟ |