Sana görevinde eşlik edeceğim ve Gözyaşı Taşı'nı bulduğun zaman bana vereceksin ben de talimatlara uyup, çatlağı kapatacağım. | Open Subtitles | سأنضم إلى مسعاكم البسيط، وحينما تجد "حجر الصدع". ستمنحني إيّاه ، و سأتبع أنا تعليمات اللـّفيفة ،و أغلقّ الشقّ. |
Ve sende maden hissesi karşılığında bana onun adını vereceksin. | Open Subtitles | وأنت ستمنحني الإسم مُقابل نسبة من المناجم |
O yüzden bana ve kardeşime dokunulmazlık ve paramızı geri vereceksin. | Open Subtitles | لذلك ستمنحني أنا وأخي الحصانة والمال |
Doğru zamanda bana bir şans vereceğini söylemiştin. İşte o zaman geldi. | Open Subtitles | قلت حين يحين الوقت المناسب ستمنحني فرصة هذا هو الوقت |
Bu söylediklerim için bana ne vereceksiniz? | Open Subtitles | هل ستمنحني شيئاً مقابل ما أخبرتك به الساعة؟ |
Bir kerecik de bana fırsat tanısan ne olur? | Open Subtitles | هل ستمنحني استراحة مرة في العمر |
Şimdi bana kuşkulu gözlerle bakıp, "Mezun olunca bana iş verecek mi?" diye düşünen MIT yüzlerini görüyorum. | Open Subtitles | أرى الوجوه المرتابة أمامي من طلبة المعهد تنظر إليّ وتتساءل هل ستمنحني وظيفة عقب تخرجي؟ |
Konuşursam bana ne vereceksin? | Open Subtitles | لذا ما الذي ستمنحني إياه إن تحدثت؟ |
- Karşılığında 30.000 dolar mı vereceksin? | Open Subtitles | ستمنحني ثلاثين ألف دولار لأجل ذلك؟ |
Peki sen bana nasıl bir özgürlük vereceksin efendi? | Open Subtitles | وما هي الحرية التى ستمنحني إياها، سيدي؟ |
Kasabadan gitmek için bana 24 saat mi vereceksin... | Open Subtitles | ستمنحني 24 ساعة للخروج من البلدة |
- Çünkü karşılığında bana bir şey vereceksin. | Open Subtitles | لكنني سأتعايش مع ذلك لأنك ستمنحني شيئاً في المقابل -أحقاً ذلك؟ |
Son olarak her yıl bana bin ruh vereceksin ve beni yeni Kesişen Yollar Kralı olarak atayacaksın. | Open Subtitles | أجل، وأخيراً... ستمنحني ألف روح في السنة. وستعينني أنا... |
Ben de arkadaşlarının selâmeti için bana tam olarak istediğimi vereceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | اعتقد مع وجود اصدقائك الخيرين على المحك ستمنحني تماماً ما اريده |
Ben de arkadaşlarının selâmeti için bana tam olarak istediğimi vereceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أظن وبوجود حياة اصدقائك على المحك ستمنحني تماماً ما أريده |
- Bana zaman vereceğini söylemiştin. | Open Subtitles | قلت انك ستمنحني بعض الوقت و لقد فعلت |
Ya bana ve kardeşime para ve dokunulmazlık vereceksiniz. | Open Subtitles | لذلك ستمنحني أنا وأخي الحصانة والمال |
Ve bunu öylece vereceksiniz bana öyle mi? | Open Subtitles | وإنكَ ستمنحني ذلك فحسب؟ |
Bir kerecik de bana fırsat tanısan ne olur? | Open Subtitles | هل ستمنحني استراحة مرة في العمر |
Kilise bunu bana verecek mi? Evet mi hayır mı? | Open Subtitles | فهل ستمنحني الكنيسة أياه، نعم أم لا؟ |