Kennedy'nin vurulduğu sene Andy, neftyağı kokan ambarı New England'taki en iyi hapishane kütüphanesine çevirmişti ve de Hank Williams'ın seçmece en iyi albümlerini. | Open Subtitles | وفى العام الذى قتل فيه كينيدى أندى حول المخزن الى أفضل مكتبة فى سجون مدينة نيو أنجلاند |
Burası bir hapishane - üçüncü sınıf gözetim merkezi. Senin ne işin var? | Open Subtitles | هذه احدى سجون الاعتقال المصنفه رقم 3 ماذا تفعل هنا ؟ |
Fazla dikkat çekmemeye çalış. Bu hapishane, Mugabe'nin en önemli tesislerinden tesislerinden birisidir. | Open Subtitles | وعليك ان تعلم هذا السجن هو اكثر سجون موغابي حراسة |
Sonuçta bu savaştan faydalanan devasa askeri hapishaneler ve mali kuruluşlar var. | TED | على كل حال،هناك عدد ضخم من سجون الشرطة العسكرية ومؤسسات مالية مستفيدة من هذه الحرب. |
Sadece savcılarla değil, yasamacılarla, devlet hapishaneleri ve yerel hapishanelerdeki mahkûmlarla da görüştük. | TED | قمنا بزيارات ليس مع النواب العامين فقط بل حتى المشرّعين، ونزلاء من سجون ولايتنا والسجون المحلية. |
Üç ayrı hapishaneden üç mahkum kaçtı. | Open Subtitles | ثلاثة نزلاء مفقودون من ثلاثة سجون منفصلة. |
Dünyanın derinliklerinde yüksek teknoloji bir hapishane yapıyorlar. Ve bunu bizler için yapıyorlar. | Open Subtitles | سجون عالية التقنية تحت الأرض وتبنى لاحتوائنا نحن |
Ve sizi temin ederim baylar tıpkı zor zamanlarda imansız kişi olmayacağı gibi savaşta da hapishane olmaz. | Open Subtitles | واسمحوا لي أن أؤكد لكم،سادتي تمامًا كما لا يوجد الملحدين في الخنادق لا يوجد سجون في ساحة المعركة |
Boyuna kemer bağlamak, omuzu ısırmak, bu hapishane tecavüzü. | Open Subtitles | حزام حول العنق ,عض الكتف أنه أغتصاب سجون. |
Birbirimizle kavga etmek zorunda olduğumuz bir kare hariç tüm kareler hapishane. | Open Subtitles | كـل المربعـات سجون مـاعدى مربـع ملكية واحـد و الذي يجـب أن نتقـاتل عليه |
10 hapishane ve suçsuz olduğunu söyleyen 14 bin insan. | Open Subtitles | عشر سجون برفقة 14 ألف سجين بقولون أنهم بريئين. |
Bu yıllardır gördüğüm en berbat Cook County hapishane suistimallerinden birisi. | Open Subtitles | انها اسوأ مساوئ سجون المقاطعه رأيتها منذ سنوات |
Bence bu, siyasi suçlular için siyasi hapishaneler demenin oldukça kibar bir yolu. | TED | أعتقد أن هذه طريقة لطيفة أن هذه سجون سياسية مخصصة للسجناء السياسيين. |
Alexandar Mclaen ve Afrika hapishaneleri Projesi'ndeki takımı daha çok daha çok tutukluyu desteklemeye karar verdi. | TED | أليكساندر ماكلين وفريقه في مشروع سجون افريقيا قرروا أن يدعموا سجناء أكثر. |
Dünyadaki üç hapishaneden, 10 tane yarışmacı buldum. | Open Subtitles | اخرجت 10 متسابقون من سجون العالم الثالث |
Bu ziyaretin, Kaliforniya Islah Bölümü tarafından onaylanmadığını farz ediyorum. | Open Subtitles | أفترض أن هذه الزيارة لم تُقر من قِبل إدارة سجون "كاليفورنيا". |
Eğer bu duruşmayı kaybederse onu bir yetişkin cezaevine gönderecekler o yüzden bugün, onu mahkemeden almam için son şansım. | Open Subtitles | و عندما يخسر الجلسة سينقلونه لأحد سجون الكبار لذا ففرصتي لإحضاره هي من المحكمة اليوم |
Balkonlarda çalan mızıkalarla bir hapishanede yaşıyorduk. | Open Subtitles | عِشنا في سجون حيث كانوا الفِرق النحاسية تعزف على الشرفات |
Dört sehir hapishanesinde de ksa süreli cezalar çekmissiniz. | Open Subtitles | يقول انك ايضا قضيت فترات قصيرة في اربعة سجون |
Florida cezaevlerinden yılda 25 bin mahkûm tahliye oluyor. Bunu benim için yapmıyorlar ama bana sanki öyleymiş gibi geliyor. | Open Subtitles | "تطلق سجون (فلوريدا) سراح 25 ألف سجين سنويّاً لا يفعلون ذلك لأجلي، و لكنه يبدو كذلك بالتأكيد" |
Arkadaşlar, bir zamanlar sürgün yeri olan muhteşem Avustralya'ya yaptığım kutsal yolculuğun bir parçası oduğunuz için teşekkür etmek istiyorum. "Yârânı" buldum. | Open Subtitles | أود شكركم يا أصحاب لكونكم جزء من هذه الزيارة المقدسة لأستراليا العظيمة و التي كانت في ما مضى سجون للمستعمرين |
Yani hastaneler, cezaevleri, uzay araştırmaları. | Open Subtitles | مستشفيات, سجون, إستكشاف الفضاء |
bilimi ve bilim adamlarını, sürdürebilirliği ve koruma programlarını bu dört hapishaneye getirerek ortak bir çalışma başlattım. | TED | للعمل مع أربعة سجون، بدأنا بجلب العلم والعلماء، والاستدامة ، ومشاريع صيانة لأربعة سجون في الولاية. |
Bu şirketi, beş hapishaneyi sıfırdan inşa ettim. | Open Subtitles | أنا من بنى هذه الشركة بخمس سجون من الأرض إلى ما ترونه الآن |
Bugün zorbaların zindanlarında esir tutulan... kardeşlerimize dua edelim. | Open Subtitles | اليوم ندعو لأصدقائنا الذين يقبعون مكبلين في سجون الطغاة |