| Tenzin, benim onun esiri ya da çocuklarından biri olduğumu düşünüyor. | Open Subtitles | تانزين يعتقد انني سجينته أو احد أولاده |
| Onun esiri ve karısıydı. | Open Subtitles | كانت سجينته وزوجته |
| Kral Robb Harrenhal'dan ayrılırken annesi hapisti. | Open Subtitles | عندما غادر الملك (روب) (هارينهال) أمه كانت سجينته |
| Kral Robb Harrenhal'dan ayrılırken annesi hapisti. | Open Subtitles | عندما غادر الملك (روب) (هارينهال) أمه كانت سجينته |
| O zamandan beri onun tutsağıyım. | Open Subtitles | ظللت سجينته منذ ذلك الحين |
| Şimdiyse ben onun tutsağıyım. | Open Subtitles | ولكنه يرفض لقد أصبحت سجينته |