Böyle söyleyince, bütün Büyüsü uçup gidiyor. | Open Subtitles | حينما تتحدث عنه بتلك الطريقة فإنّه يفقد سحره .. |
Ne kadar karşı çıkarsan Büyüsü o kadar acı verici olur ve seni, onunla terbiye ettikten sonra beni mutlu etmek için her şeyi yaparsın. | Open Subtitles | بقدر القوه التي تحارب بها، .بقدر ما سيزيد سحره المؤلم و بعد الانتهاء من تدريبك به، |
Ben ona büyüsünü bilgece ve adilane kullanmasını öğretebilirim. | Open Subtitles | سأتمكن من تعليمه أنّ يستخدم سحره بحكمة و عدالة. |
Fakat büyü gücünü hesaba katarsak efsanevidir. | Open Subtitles | إلا إذا أخذت فى حسبانك قوة سحره الأسطورية |
Bu kasetin konusu olan kişi sinsi sihrini konuşturduğunda öyle hissediyordum. | Open Subtitles | حسناً، عندما استعمل موضوع هذا الشريط سحره الخبيث هذا كان شعوري |
Ancak, sihri sayesinde fillerle başa çıkabiliyordu. | Open Subtitles | ولكن بسبب سحره, كان قادرا على هزيمة الافيال |
Ancak çok güçlü sihir yapabilen biri baştan onları yüzeye çağırmıştı. | Open Subtitles | لكن هناك أحد سحره قوي قام باستدعائهم لسطح الأرض من الأساس |
- Öylece oturmayacağız ama bir şey yapmadan evvel onun büyüsüne karşı koyabileceğimizi bilmemiz gerek. | Open Subtitles | لكن قبلما نفعل شيئًا، علينا التيقُّن أن بوسعنا مقاومة سحره. |
Büyüsü, sahibine ölümsüzlük bahşedecek kadar güçlüyse öldükten sonra bile beni hayata döndürebilir belki. | Open Subtitles | لو سحره قويّ بما يكفي لمنح الحياه الأبدية، فربما يُعيد إحيائي بعد موتي. |
Ama Büyüsü çok iyi. | Open Subtitles | انه إنجليزي، سيدي لكن سحره جيد جدا |
Ve onun Büyüsü insanlara epey bilimsel geliyor, genç beyim. | Open Subtitles | وبدا سحره علمياً بالنسبة إلي يا سيدي |
Prospero'nun büyüsünü tekrar yaptığı konusunda hemfikiriz ama benimle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | يحاول استنبات سحره مجددًا، لكن لا دخل له بي، بل بكم. |
Simyacı büyüsünü gözünüzün önünde yapıyor ve hamur müthiş bir el yapımı erişteye dönüşüyor. | Open Subtitles | الأفعال الكيميائية هى سحره ...و أمام أعينكم تحولت العجينة إلى مكرونة لذيذة |
Uzun zaman önce karanlık bir büyücü şeytanı çağırmak için bir büyü yapmış. | Open Subtitles | منذ زمن بعيد ، ساحر شرير إستخدم سحره الأسود... . ليستدعي إبليس بنفسه. |
Cicim aylarında öyle olacaktır ama ama büyü yavaş yavaş bozulacaktır. büyü böyle bir şeydir işte. | Open Subtitles | الأرجح أنه يكون جيداً بضعة ليال لكن سحره سيخف هذه طبيعة السحر |
Ama Sunnyvale'e ümit, sihrini parlak bir teneke kutuda... taşıyan ihtiyar bir iyimser tarafından verildi. | Open Subtitles | لكن الأمل يتحسس لتوه سانيفيل، متمثلاً في زي المتفائل الكهل الذي يحمل سحره في علبة صفيح لامعة. |
Kar tanelerinde olduğu gibi her insanın sihri de kendine hastır. | Open Subtitles | كندفة الثلج تماماً لكلّ شخص سحره الفريد |
Bugün burada olan birisi vaktinde biraz sihir vermişti, ve şimdi bir kısmını geri verme zamanı. | Open Subtitles | -هنا شخص ما اليوم أعطانا قليلا ً من سحره -و الأن نحن نود أن نعيد القليل منه |
Çünkü bir kadın, bir adamla tanışır adamın bir fare avcısı olduğunu öğrenir olayın büyüsüne kapılırlar falan işte. | Open Subtitles | لأن بعض الفتيات يلتقين برجل ويجدن أنه مُبيد جرذان ومن ثم ينغمسن في سحره. |
Jack, beni dinle. cadı doğdum, ailem cadı. Ben cadıyım. | Open Subtitles | جاك،إستمعإلي,لقد ولدتساحرة أبوايّ سحره, وأنا ساحرة |
Seninle açık konuşacağım dostum. Bu iş çekiciliğini kaybediyor. | Open Subtitles | سأكون صريحاً معك يا صديقي هذا العمل يفقد سحره بسرعة |
Mısır'da sihirbaz kalmadı mı, sopalardan yılan yapmak üzere geri döndün? | Open Subtitles | ألا يوجد سحره فى مصر التى قمت بالعوده إليها لتستخرج الثعابين من العصى ؟ |
Onun kendinden emin tavrı, cazibesi ve yeteneği her zaman ona istediğini kazandırır. | Open Subtitles | مواقفه الواثقة سحره , موهبته كلها تساعده للحصول على ما يريد |
-Kendinden emin çekiciliği yüzünden. | Open Subtitles | لتر سحره مغرور. |
...Cadılar. | Open Subtitles | سحره |
Hepimiz büyücüyüz ve İngiltere büyüyle dolu. | Open Subtitles | نحن جميعاً سحره أنجليز و"أنجلترا" مليئة بالسحر. |