"سرّ" - ترجمة من عربي إلى تركي

• sır
• sırrı
• sırrını
• gizli
• sırrın
• sırları
• anahtarı
• sırrının
• sırrım
• sırlar
• sırrıdır
• sırrımız
• sırrımı
• sırlarını

Göreceksin. Görmek üzere olduğun şey muhtemelen dünyadaki en sıkı korunan sır.
سترين,ما أنت على وشك رؤيته ربما يكون أفضل سرّ محفوظ في العالم

Sen zeki birine benziyorsun. Sana küçük bir sır vereceğim.
الآن، أنتَ تبدو لي حصيفًا، لذا سأطعلكَ على سرّ صغير.

İşte bir erkeği elde etmenin sırrı: Onu görmezden gel.
.. هاكِ سرّ إيقاع شاب في شباككِ عليكِ أن تتجاهليه

Onların bu başarılarının sırrı, geniş kök sistemlerinin yüksek gövdeleri desteklediği orman zeminin altında yatar.
و يكمن سرّ نجاحهم تحت أرض الغابة حيث تدعم شبكات جذرية عملاقة الجذوع الشاهقة في الأعلى.

Miley'nin sırrını ifşa etmeden önce seni buradan çıkarmam gerek.
يجب أن أخرجكِ من هنا قبل أن تفضحي سرّ مايلي

Bunun bunun gizli bir sır olması gerekiyor ama onlara denediğimizi, önceden söylemiştim.
انة يفترضَ لِكي يَكُونَ سرّ أسود لَكنِّي أخبرتُهم بأنّنا كُنّا بنُحاولُ

Ama geçmişinden bulacağımız küçük kirli bir sırrın yeterli olacağını düşünmüyorum.
أنا لم أتخيل أن سرّ ما يعيبه من ماضيه سيكون كفيلًا بالأمر

Çok konuşkan bir arkadaşıma sohbeti sürdüreceği konusunda güvenebilirken belki sır tutması konusunda güvenemem.
ربّما أثق في أكثر أصدقائي ثرثرة كي يحافض على سير محادثة ما، لكن لا أثق به في حفظ سرّ.

Francisco'yu çocukluğundan beri tanırım. Benden sır saklamaz o.
لقد عرفت فرانسيسكو طوال حياته انه لا يقوم بتخبئة أي سرّ عنّي

Allah'tan sır saklayamayı beceremiyorsunuz.
من حسن الحظ أنكما لا تقدران على كتم سرّ.

Sanki kadınların rahim kapaklarını yanlarında taşımaları büyük bir sır.
وكأنه سرّ عظيم... أن النساء يحملن معهن... رقاقات منع الحمل.

Bu bir sır ama annem artık bir kadın olduğumu söylüyor.
وهذا سرّ لكن أمّي تقول أنني أصبحت إمرأة الآن

Üç: Yüksek performansın sırrı ödüllerde veya cezalarda değil, görünmeyen içsel güdülerde. Bazı şeyleri yapmış olmak için yapma güdüsünde.
ثالثاً: سرّ الأداء العالي ليس هو المحفزات والعقوبات، لكنه القوى الذاتية غير المرئية. الدافع لفعل الأشياء لذاتها هي.

Bunun için Coca-Cola'nın pazarlamasına güveniyorlar. Peki onların pazarlamasının sırrı ne?
لذا، فهم يعتمدون على كوكاكولا من ناحية تسويقها. ماهو سرّ التسويق لديهم؟

Yaşlanmanın sırrı budur, her şey tam tersine döner.
هذا سرّ الشيخوخة كلّ شيء يصبح عكس ذلك تمـاماً

O, oğlunuzun sırrı vakıftan çıkmayacak diye söz verdi. Çıkmadı da.
وعد أنّ سرّ إبنك لن يتعدى حدود المؤسسة، ولم يحدث.

Daha fazla karadelik bulmanın sırrını ve nasıl işlediklerini anlamak için.
قهي تمثّل سرّ إيجاد المزيد من الثقوب السوداء واكتشاف طريقة عملها

Bulmaca tamamlanınca Kâbus Oteli'nin karanlık sırrını öğreneceksiniz.
عندما أنهينَا، أنت سَتَعْرفُ الكاملون، سرّ أسود حانةِ مرعبةِ.

Ben söyleyinceye kadar nişanlanacağımızı gizli tutmanda anlaşmıştık.
وافقنا على الإبقاء سرّ الإرتباط حتى قلت لذا.

Saklamaya çok uğraştığı bir sır. Bu sırrın onun zayıf noktası olduğunu düşünüyorum.
سرّ يستميت لحمايته، وأعتقد هذا السرّ نقطة ضعف.

Benden bir şeyleri canları pahasına sakladılar. Saklamak uğruna her şeyi yapacakları bir sırları var.
إنهما حتمًا يخفيان عنّي أمرًا، سرّ سيفعلان أيّ شيء لصونه.

Onu korumalısınız çünkü her şeyin anahtarı o.
عُلم. عليك بحمايته، لأنّه سرّ اللغز للأمر برمّته.

Bu iksirin sırrının sadece senin tarafından bilindiğine emin misin?
هل أنتَ واثق أنه لا يوجد شخص آخر سواكَ يعرف بخصوص سرّ العقار ؟

Benim de bir sırrım var: Zekiyim.
أنا لدي سرّ أيضاً أتعلمين ما هو؟

- Bu evde çok kötü sırlar var.
هناك سرّ خبيث جدًا في هذا المنزل

kesinlikle. insanların düşüncelerini okumak ve kontrol etmek gerçek bir ninja sırrıdır.
بالضبط. لتقرأ وتسيطر على عقول الناس هو سرّ إستراتيجية النينجا.

Ama kimseye gösterme. Bu bizim sırrımız.
لكن لا تريه لأي أحد، أنه سـيبقى سرّ بيننا

Şimdi diğer bölüme geçmeden önce, size bir sırrımı söylemem gerek.
"لا يمكنني شرح الجزء القادم ما لم أطلعكم على سرّ صغير"

Annesi olmadan, bir yavru sengi hayatın sırlarını nasıl öğrenecek?
برحيل والدتها كيف تتعلّم الصغار سرّ حياة السينجي؟