| Kontrplak parçaları görmüştüm ve düşerken hiç de savrulmuyorlardı. | TED | لقد رأيت قطعًا من الخشب الرقائقي تسقط، ولم تجفل أثناء سقوطها. |
| Bir kız şafttan düşerken kafasının iki tarafını da çarpamaz mı? | Open Subtitles | لا تسطيع الفتاة أن تضرب كلا الجانبين من رأسها عند سقوطها من على عامود؟ |
| Unutma, işin sırrı her an düşmesini beklemekte. | Open Subtitles | تذكري , السر أن تتوقعي سقوطها في أي لحظه |
| İşin sırrı, her an düşmesini beklemekte. | Open Subtitles | السر أن تتوقع سقوطها في أي لحظه |
| İki hafta önce onun düştüğünü anladığını düşünüyorlar. | Open Subtitles | إنهم أيضاً يعتقدون أنه كان قد إكتشف سقوطها منذ أسابيع |
| Şunu söyleyebilirim ki, düştüğünü gören kimse olmamış ama ilk müdahalede bulunanları kontrol ediyorum. | Open Subtitles | أعني لا أحد شهد سقوطها لكن أحقق مع اول المُبلغين |
| General o kadının boynunu bir insan eli kırmamış, düşme sonucu kırılmış. | Open Subtitles | ايها الجنرال ,ان رقبة هذه المرأة لم يكسرها ايدى انسان ,ولكن نتيجة سقوطها. |
| Ona musallat oldun,onu taciz ettin ve o daha merdivenlerden düşmeden, onun hayatını sen çaldın. | Open Subtitles | لقد ترصدت بها ضايقتها لقد أخذت حياتها قبل فترة طويلة من سقوطها من السلم |
| Binanın yüksekliği ve nereye düştüğüne bakarsak yardımcısı bir şeyde haklıymış, bu bir kaza değil. | Open Subtitles | إستنادًا لإرتفاع المبنى ومدى سقوطها إلى الشارع فالبديلة كانت محقة بشأن شيء هذه لم تكن حادثة |
| Polyester toplarından bir davul, 10 metre derinliğinde, düşüşünü frenliyor. | Open Subtitles | برميل من كرات البوليستيرين بعمق ثلاثين قدمًا يوقّف سقوطها |
| Kısacık bir etek giydirdim ki, düşerken donunu görebilelim. | Open Subtitles | ألبستُها تنورة قصيرة لكي نرى سروالها التحتيّ أثناء سقوطها |
| O kamyondan düşerken bir şeylerin kırılmadığını nereden bileyim? | Open Subtitles | كيف أعلم بأنه لم ينكسر شيء جراء سقوطها من الشاحنة ؟ |
| İşin sırrı, her an düşmesini beklemekte. | Open Subtitles | السر أن تتوقع سقوطها في أي لحظه |
| İşin sırrı her an düşmesini beklemekte. | Open Subtitles | :السر هو أن "تتوقع سقوطها في أي لحظه" |
| Nereye düştüğünü hala görebilirsin. | Open Subtitles | . مازلتَ تستطيع أن ترى أثر سقوطها |
| Cihazın yanlış kişilerin eline düşme riski var. | Open Subtitles | ونعطيه التكنولوجيا الحقيقية قبل خطر سقوطها في الأيدي الخطأ |
| Kurban Kafkasya'lı kadın, yirmili yaşlarda görünüşe göre şurdan düşme sonucu travma oluşmuş. | Open Subtitles | الضحية فتاه قوقازية بمنتصف العشرينات عانت من كدمة شديدة نتيجة سقوطها من هذا المبنى هناك |
| Kurban, kenardan düşmeden önce boğazlanmış. | Open Subtitles | لقد خُنقت قبل سقوطها من الأعلى |
| - Denize düştüğüne göre artık kullanılması zor olur. | Open Subtitles | لا فائدة منها بعد سقوطها في البحر. |