| Ve o küçük iplik parçası, cinayet silahını senin tuttuğunun delili. | Open Subtitles | وذلك الخيط الصغير وضع سلاح الجريمة في يدك |
| Bunu yapan her kimse Michael'ın eline cinayet silahını bırakıp iz bırakmadan kayboldu. | Open Subtitles | أيا يكن من فعل هذا ، قد تمكن من وضع سلاح الجريمة في يد مايكل و هرب بلا إدانة |
| Yani katilin cinayet silahını, kurbanla kavga eden ciftin evine yerlestirdigini mi düsünüyorsun? | Open Subtitles | أتعتقدين أن القاتل زرع سلاح الجريمة في منزل الزوجين عندما رآهم لآخر مرة يتشاجران مع الضحية ؟ |
| Cinayet silahı evinde bulunan, giysileri kurbanın kanıyla ıslanmış biri. | Open Subtitles | لدي سلاح الجريمة في حوزته لدي ملابسه عليها دم الضحية |
| Cinayet silahı bizde ve henüz heyecanlı bölüme gelmedik. | Open Subtitles | حصلنا على سلاح الجريمة في مشهدنا ولم نصل حتى إلى الجزء المثير |
| Çünkü mağazada cinayet aletini bulamadık. | Open Subtitles | لأننا لم نجد سلاح الجريمة في المتجر أليس كذلك ؟ |
| cinayet silahını onun bürosuna sen yerleştirdin değil mi? | Open Subtitles | لقد زرعت سلاح الجريمة في مكتبه، صحيح؟ |
| - cinayet silahını dolabına... - ...saklar mıydın? | Open Subtitles | هل كنت ستخفي سلاح الجريمة في دولابك؟ |
| Sanırım Quarles cinayet silahını arabama koydu. | Open Subtitles | أظن " كورالز " وضع سلاح الجريمة في سيارتي |
| Rockwell yapmadıysa, cinayet silahını arabasına biri koydu, değil mi? | Open Subtitles | حسنا، إذا كان روكويل لم يفعل ذلك، ثم شخص ما زرعت سلاح الجريمة في سيارته، أليس كذلك؟ Saltz- |
| cinayet silahını evinde bulduk. | Open Subtitles | لقد وجدنا سلاح الجريمة في منزله |
| Birkaç saat önce, üzerinde Danny'nin parmak izi varsa diye bir cinayet silahını temizliyordum. | Open Subtitles | قبل ساعات قليلة ، كنتُ أمسح سلاح الجريمة في حال كانت بصمات (داني) عليه |
| Bunu yapan her kimse Michael'ın eline cinayet silahını bırakıp iz bırakmadan kayboldu. | Open Subtitles | مهما كان من فعلها فقد نجح بوضع سلاح الجريمة في يد (مايكل) وأفلت سليماَ |
| Michael'ın eline cinayet silahını bırakıp iz bırakmadan kayboldular. | Open Subtitles | لقد خططوا لوضع سلاح الجريمة في يدي (مايكل) مع خروجهم نظيفين. |
| cinayet silahını McDeer'a giderken sen imzaladın. | Open Subtitles | لقد كان على سلاح الجريمة ( في طريقنا لـ ( ماكدير |
| Sadece Cinayet silahı stratosferde değil, cesetler de orada. | Open Subtitles | ليس فقط لأن سلاح الجريمة في الهواء وكذلك الجثث. |
| Peki Cinayet silahı nasıl oldu da senin arabanın bagajında bulundu? | Open Subtitles | اذاً كيف وجدّ سلاح الجريمة في صندوق سيارتك؟ |
| Cinayet silahı Hopper'ın dolabında bulundu. | Open Subtitles | عثرنا على سلاح الجريمة في دولاب هوبر |
| O zaman niye Cinayet silahı evinde bulundu? | Open Subtitles | لما كانَ سلاح الجريمة في منزلكَ؟ |
| Garajında Cinayet silahı yok. | Open Subtitles | الذين يمتلكون سلاح الجريمة في مرآبهم |
| cinayet aletini evinde bıraktın. | Open Subtitles | تركت لك سلاح الجريمة في منزله |
| Eğer cinayet aletini arabamda bulursanız, evet. | Open Subtitles | -هل سيتثبت ذلك أنني القاتل؟ -لو وجدت سلاح الجريمة في سيّارتي، أجل . |