| Üstçavuş Highway, eğitim sırasında... izinsiz silah ve gerçek mermi kullanmış. | Open Subtitles | سيرجنت هايواى استخدم الذخيره الحيه من سلاح غير مرخص اثناء التدريب | 
| Yani ona ABD gümrüğünden yasa dışı bir silah sokmasına yardımcı oldun? | Open Subtitles | إذن ساعدتهم على تهريب سلاح غير شرعي من خلال جمارك الولايات المُتحدة؟ | 
| Bay Alvarez, California ceza kanununa göre yasadışı olan otomatik silah bulundurmaktan suçlanıyor. | Open Subtitles | السيد الفيس متهم فى حيازه سلاح غير شرعى طبقنا لقانونِ عقوبات كاليفورنيا | 
| Kılıçlarınızı fırlatmayacak, kılıçtan başka silah kullanmayacaksınız. | Open Subtitles | غير مسموح لكم تخلي عن سيوفكم، و أستخدام سلاح غير ما أتفق عليه. | 
| Bir daha hiç görmeyeceğim bir adama, patlamaya hazırlanıp hazırlanmayacağını bilmediğim bir silah için? | Open Subtitles | لرجل على الأرجح أنني لن أراه ثانية مقابل سلاح غير ملقم | 
| Kayıtdışı silah taşımak kanuna aykırıdır biliyorsun. | Open Subtitles | تعرف أنه مخالف للقانون أن تحمل سلاح غير مصرح ومسجل؟ | 
| silah kayıtdışı. İnceleme yaptım ama bir sonuç çıkmadı. | Open Subtitles | سلاح غير مرخص.وقد تفحصته ولم اجد الا لطخ | 
| Eğer Sims seni daha iyi eğitseydi silah tüccarı olurdun. | Open Subtitles | ما يعزيك بموته انه كان تاجر سلاح غير شرعي | 
| Boş silah ne işine yarayacaktı ki? | Open Subtitles | ما هو الجيد فى سلاح غير معبأ بالنسبة لأى احد ؟ | 
| Söyledin hatta bülbül gibi öttün ve ayrıca ruhsatsız silah aldın. | Open Subtitles | قلتهــا ، انشدتهــا ، أشتريتِ سلاح غير مرخــصّ | 
| Peki sana boş bir silah doğrulttuğunu öğrendiğin zaman? | Open Subtitles | وماذا عندما إكتشفت أنه قام بتصويب سلاح غير مملوء إليك ؟ | 
| Siz de bana güvenmediniz aksi hâlde bozuk silah vermezdin. | Open Subtitles | وانت لم تثق بي ايضاً او لم تكون لتعطيني سلاح غير فعال | 
| 2008 yılında genç Jamie Rivers'ı Tucson'da yasadışı silah satışından tutukladım. | Open Subtitles | هاه ؟ في عام 2008 لقد ألقيت القبض على جيمي ريفرز شاب في توكسون لبيع سلاح غير قانوني | 
| Kayıt dışı silah taşımaktan çocuk cezaevinde iki yıl yatıyor. | Open Subtitles | إنه يقضي عقوبة عامين في مصلحة الأحداث لحيازة سلاح غير مسجّل | 
| Ama durum bir kez... exacerbaste Ne düşündüğümü getirmek... Bu halka açık bir yerde yasadışı silah ve... Masum hayatını tehlikeye... | Open Subtitles | لكن حيث أنك قمت بتصعيد الموقف بجلبك لما أعتقد أنه سلاح غير مرخص لهذا المكان عام | 
| Bana kullanılmış bir silah ayarlayabileceğini duydum. | Open Subtitles | .سمعت أنه يُمكنه أن يبيعني سلاح غير مُرخّص | 
| Sana kullanılmış silah sattıysa ne şerefsiz bir polis olduğunu da anlamıştır. | Open Subtitles | .يبيع لك سلاح غير مرخصّ .كان يعلم بأنك شُرطيّ قذِر | 
| Şehiriçi otobüste bir kadına saldırmak yasadışı silah bulundurmak. | Open Subtitles | الاعتداء على امرأة في حافلة للمدينة وحمل سلاح غير قانوني | 
| Rus ordu silahlarının parçası olarak kayıtlı olmayan bir silah, | Open Subtitles | سلاح غير مسجل كجزء من أسلحة الجيش الروسي | 
| Gizli silah taşımak ve huzuru bozmak. | Open Subtitles | حيازة سلاح غير مصرح وتدمير الممتلكات |