-O parayla solaryum salonu satın aldı. | Open Subtitles | لقد باعت قصتها للعناوين الرئيسية بخمسين ألفاً وأشترت صالون سمرة بشرة بها |
bronz tenler için iyi ancak aksi halde insan vücuduna zararlı. | TED | انه جيد لاكتساب سمرة لطيفة لكن غير ذلك خطر للجسم البشري |
Zengin arkadaşlarınla tenis oynarken yanmışsın. | Open Subtitles | حصلت على سمرة لطيفة من أثر لعب التنس مع أصدقائك الأغنياء |
Sahte esmerlik, sahte erkek arkadaş. | Open Subtitles | سمرة زائفة؟ خليل زائف؟ |
Bronzlaş Beladan uzak durmaya çalış | Open Subtitles | اجلسى فى الشمس, لتحصلى على سمرة حاولى أن تكونى بعيده عن المتاعب |
Şuna bakın sahte dişler, sahte bronzluk sahte göğüsler. | Open Subtitles | أنظرىلها... .. أسنان رخيصة ، سمرة رخيصة ، أثداء رخيصة |
Saç spreyi, saç jölesi, bronzlaşma spreyi ve bir tür aerosolaşmış parfüm. | Open Subtitles | مثبتات الشعر، جل شعر، رذاذ سمرة ونوعا من رذاذ العطر |
Biraz yandım ama sonradan bronzlaşır değil mi? | Open Subtitles | لقد تم حرق قليلاً , لكنه سيتحول إلى سمرة , أليس كذلك ؟ |
Bunu onarmak için Bronzlaştırıcı spreyden fazlası gerekecek. | Open Subtitles | سيأخذ الأمر أكثر من رش سمرة لإصلاح هذا |
Büyük solaryum, kara solaryum, genç solaryum, oral solaryum. | Open Subtitles | السمرة الشديدة ,السمرة الاكثر سوادا السمرة الغير قانونية و سمرة الوجه, |
Diyelim ki dükkana bir adam girdi ve "solaryum istiyorum" dedi. | Open Subtitles | -لنقل إن رجل دخل إلى الصالون وقال: "مرحبا أريد سمرة من فضلك" |
Ama biri gelip " lüks solaryum istiyorum" derse hem solaryum, hem de oral seks istiyor demek yani sen arka odaya geçeceksin ve... | Open Subtitles | -لكن إن رجل دخل وقال: "أريد سمرة فخمة" -هذا يعني أنه يريد سمرة,ولأحد أن يمصّ قضيبه |
Uzun ince endamıyla, bronz teniyle gayet seksi bir kadın. | TED | فهي مثيرة، ضعيفة وطويلة وذات سمرة جميلة |
Buradaki sorun şu: Nasıl olur da böylesi bronz bir tende hiç kırışıklık olmaz. | TED | الآن أخبروني؟ كيف تحصل على سمرة داكنة دون أن تحصل على التجاعيد؟ |
Epey yanmışsın. Los Angeles iyi gelmiş. | Open Subtitles | أكتسبت سمرة كانت "لوس أنجلوس" جيدة لك |
Avustralya'da iyi yanmışsın. | Open Subtitles | لقد حصلت على سمرة لطيفة في (أستراليا). |
Hiçbir şey olmasa da berbat bir esmerlik kazanacaksın. | Open Subtitles | على الأقل ستكتسبين سمرة رائعة |
Özetle, bıyığı boş ver, Bronzlaş. | Open Subtitles | النقطة المهمة لاتحصل على شنب وأحصل على سمرة الشمس |
Bu bronzluk değil. | Open Subtitles | هذه ليست سمرة |
Onların bronzlaşma tekniklerini anlamaya başladın bile. | Open Subtitles | وقد بدأت تحصل على سمرة لطيفة |
Evet, sonradan bronzlaşır değil mi? | Open Subtitles | أجل سيتحول إلى سمرة , أليس كذلك ؟ |
Bronzlaştırıcı lamba. Eşsiz bir cinayet silahı. | Open Subtitles | سلاح جريمة مميز , مصباح سمرة الجسم |